29 Haziran Pazartesi
Freedom Trail, Boston Harbor, Quincy Market, Faneuil Hall Market, Beacon Hill
( 9.günden 12.güne atlıyorum çünkü 10.gün otelde bir yarım gün keyif yaptıktan sonra Las Vegas’tan Los Angeles’a kara yoluyla dönüş ve gece uçağıyla Boston’a uçuş şeklinde geçiyor. 11.günde kısa Boston keşfiyle beraber büyük oğlumu bir saatlik kuzey mesafesindeki New Hampshire Üniversitesine bir aylık yaz okuluna bırakıyoruz. Bu nedenle Boston’u sadece tek bir günde genel olarak anlatmayı tercih ettim. )
Boston, Amerika Birleşik Devletleri’nin Massachusetts Eyaletinin başkenti ve en büyük şehri. Ayrıca New England olarak bilinen Amerika Birleşik Devletleri’nin kuzeydoğu bölgesinin de resmi olmayan merkezi. Aynı zamanda Avrupa’dan ilk göçmen alan bölgelerden biri. İlk olarak 17. yüzyıl başlarında Amerika’nın yerlileri tarafından bir yerleşim oluşturulmuş.
1630 yılında Boston bölgesine ilk yerleşenlerin çoğu İngiliz asıllı Anglikan ve Püritenler. Şehre, İngiltere’nin Boston şehrinin ismini veriyorlar. Bölge geneline şöyle bir baktığınızda da İngiltere’de ne kadar semt, il, ilçe varsa buraya isim olarak verilmiş. Adeta İngiltere’yi ismen tekrarlamışlar hissine kapılıyorsunuz.
Şehir, Amerikan tarihinde önemli bir yere sahip olduğu gibi barındırdığı kurumlarla da adından bahsettiriyor. M.İ.T., Harvard Üniversitesi, Tufts Üniversitesi, Massachusetts Üniversitesi, Northeastern Üniversitesi, Boston Koleji, Wellesley Koleji ve Boston Üniversitesi gibi dünyaca ünlü eğitim kurumları Boston ve civarında bulunuyorlar.
Boston, Amerikan Bağımsızlık savaşında önemli bir role sahip. Daha önce İngiltere tarafından bir vali atanarak yönetilen bölge, çay fiyatlarına uygulanan fahiş vergiler nedeniyle isyan edip tüm çayların denize dökülmesiyle bağımsızlık savaşında bir kıvılcım başlatıyor. The Tea Party denilen bu olay ve Paul Revere gibi Boston’lu ideaslistler , Amerikan tarihinde önemli bir yer tutuyor.
Boston Çay Partisi ( Boston Tea Party), Amerika’daki kolonistlerin, Büyük Britanya’dan gelen yüksek vergili çayı ve Büyük Britanya’yı protesto etmek için 16 Aralık 1773 yılında Boston Limanı’nda İngiliz gemilerindeki tonlarca çayı kızılderili kılığına girerek denize dökme eylemi. Bu eylem Amerikan Bağımsızlık Savaşını çıkartan kıvılcımlardan birisi oluyor. Paul Revere, bu hareketin liderliğini üstlenip kolonyal militaristleri organize eden kişi. Bütün bu çatışmaların ardından İngiliz sömürgeciliğine karşı genel bir isyan ve sonunda 1775-76 Amerikan Bağımsızlık Savaşı başlıyor.
Boston geniş bir hinterland’a sahipken turistik olarak gezilecek ilk nokta, tarihi yarımadanın ucu olan bölge. Tam ortadan geçen bir aks gibi ‘’Freedom Trail ’’ adı verilen bir özgürlük yolu gezmek için takip edilecek rota. Bu arada ne de olsa Avrupa kökenli bir yerleşim olduğu için mesafeler son derece insani boyutta yani, yürüme mesafesinde. Tüm Boston tarihi yarımadasını yürüyerek rahatça dolaşabilirsiniz.
Güzergah hafif tepelik olan Boston Common parkından başlayıp limanda son buluyor ya da tam tersi.
Boston Common parkı bugün düzenlenmiş güzel ve Amerika’nın en eski parklarından biri ama zamanında koyunların otladığı bu yeşillikte Paul Revere ve Martin Luther King konuşma yapmışlar. Gloria Steinem’de ilk feminist kadın hareketini burada başlatmış.
Parkın içinde bir Ziyaretçi Merkezi bulunuyor, harita ve bilgileri buradan edinebiliyorsunuz. Aşağılara inmeden parkın tepelik tarafını sınırlayan Arlington caddesini de otobüs turuyla ya da yaya olarak şöyle bir geçmenizi tavsiye ederim. Dönemin elit ve aristokrat kesiminin yaşadığı güzel kolonyal evler görülebilir.
Parkın hemen karşısında, Massachusetts State House ( Hükümet Konağı ) yer alıyor. Altın bir kubbeye sahip 1798 yapımı binanın yeri, önceden Amerikan devriminin önde gelen kişilerinden ve eyaletin ilk valisi John Hancock’ın inek merasıymış.
Parkın, Park caddesi üzerindeki diğer köşesinde ise Park Street Kilisesi yer alıyor. Şehir gelişmeden önce Boston’a gelenlerin ilk fark ettiği bu kilisenin kulesiymiş. 1809 yapımı. Hemen arkasında Granary Burying Ground – isimli mezarlık bulunuyor. Bu mezarlıkta İlk vali John Hancock’ın, Paul Revere gibi devrimin diğer kahramanları Samuel Adams, James Otis, Boston katliamı kurbanlarının ve Peter Faneuil’in mezarları yer alıyor.
Mezarlığın yanında yükselen King’s Chapel’in ara sokağında ise Amerika’nın ilk kamu okulu var. Boston Latin School, zengin fakir tüm oğlanlar için devlet eğitimi sağlamış kızlar ancak evde eğitim alabiliyormuş.
Mezarlık ve kilisenin doğu köşesinde OLd Corner Bookstore – Eski Kitap Dükkânı – yer alıyor. 1718 yapımı koyun ambarı tarzı basit yapılı bina Boston’un en eski ticari yapısı ünvanını taşıyor. Karşısındaki 1729 yapımı diğer tüm binalar gibi kırmızı tuğla cepheli kuleli bina Old South Meeting House – eski toplantı evi. Burada çaylardan alınan vergilere karşı isyan toplantıları yapılmış.
Washington Caddesinden aşağı indiğinizde Boston’un turistik merkezine gelmiş oluyorsunuz. Old State House,( 1713 ) barok etkisi taşıyan cephe alınlığı, kırmızı tuğlaları ve beyaz Latin kulesiyle tüm o etrafındaki gökdelenlerin arasında küçük yaramaz bir çocuk gibi istifini bozmadan fotoğraf çekenlerle eğleniyor. Koloni hükümetinin kullandığı bina Amerikan Bağımsızlık Savaşında pek çok önemli karar ve toplantının yapıldığı simge yer.
Karşısında 1770’de, 9 İngiliz ‘’Kırmızı ceketli’’ tarafından öldürülen kahramanlar anısına bir arma yer alıyor; Boston Massacre Site.
Tarihi merkez Congress caddesinden aşağı indiğinizde karşınıza gelen Faneuil Hall binasıyla son buluyor. Tüccar Peter Fanueil tarafından 1741 de yapılan bina, Amerika’nın ilk halk toplantılarının yapıldığı binası.
Sahile doğru devam ettiğinizde Hannover Caddesi üzerinde Paul Revere’in kardeşiyle yaşadığı evi de ziyaret edebiliyorsunuz.
Yüksek yapılar arasında biraz gölgelenmiş olsalar da , 200 yıllık zaman dilimi kendi yaşadığımız coğrafyalar için yakın geçmiş sayılsa da, Boston’da bir milletin oluşum sürecinin tanıklığını yaşamak hoşa gidiyor. İlk kez bir Amerikan şehrinde, kökensizlikten kaynaklanan boşluğun verdiği anlamsızlık hissini yaşamıyorum. Boston şehir olarak bir anlam ifade ediyor ve bir karakter ortaya koyuyor.
Boston liman
Liman bölgesi ise Boston’un yeni yapılanan yüzünün göstergesi. Commercial Street üzerinde yürümek güzel bir Boston körfezi havası solumanıza olanak veriyor. Liman caddesi üzerinde açık alanda oturabileceğiniz kafe ve restoranlarda var ki her şeyin kapalı kapılar ardında yaşandığı Amerika ‘da bana en iyi hitap eden bu nokta oluyor.
Liman üzerinde pek çok rıhtım var. Merkezden gelen aks ile birleşen Long Warf’tan körfezi gezdiren teknelere binerek yaklaşık bir saatlik bir deniz turu yapabiliyorsunuz. Özellikle Boston limanının denizden yaklaşırken görüntüsü göz okşuyor. Aynı rıhtımda New England Akvaryumu da ziyaretçilere açık.
Limanın güneyine, South Station tren istasyonuna doğru inerseniz eski liman bölgesinde Boston Tea Party Ship olarak dönemin çay taşıyan ticari gemilerinin replikaları yer alıyor. Dönem kıyafeti giymiş kızlarla ilgi çekici bir ortam oluşturmuşlar.
Beacon Hill
Beacon Hill bölgesi, Boston Common parkının kuzeyinde kalan, zamanın siyahlarının oturduğu bir semt. Bugün semtin Cambridge caddesi üzeri alışveriş imkanları ve bar-restoranlarla dolu.
Quincy Market
Boston’un Faneuil Hall’un tam karşısında yer alan Roma tapınaklarını andıran bir yapıya sahip bir çeşit kapalı çarşısı, aynı zamanda yayaya ayrılmış bir bölge olduğu için tam olarak turistik merkezi. 1826 yılında yapılmış. Çok sonraları 1970’lerde etrafındaki bölge araç trafiğine kapatılarak Faneuil Hall Pazar alanı ( marketplace ) yaratılmış. Bugün sıra sıra restoran ve barlarıyla son derece hareketli ve eğlenceli bir merkez.
Ona paralel iki ayrı yapı, South Market yapılarak bölgenin kapasitesi arttırılmış. Bu kapalı çarşılar içinde çeşitli mağazalar, hediyelik eşya dükkânları ve restoranlar var. Bizim dikkatimizi çeken biri elbetteki Ghirardelli. Burası, içerde gözünüzün döndüğü bir çikolatacı. Hakkını vermeden geçmiyoruz. http://www.ghirardelli.com/ Amerika’da başka şehirlerde de şubesi var ve özellikle sıcak çikolata konusu iddialı gibi anlıyorum. Biz mevsim itibarıyla bir kup yiyoruz.
Bir başka ilgi çekici restoran ise tam karşısındaki bir yer, adını kaydedemedim. Buranın özelliği, gelenlerin siparişini büyük beyaz bir kağıt kukuletaya yazıyorlar ve sipariş gelene kadar kafanda onunla geziyorsun. Gençlerin pek bir tercih ettiğini söylemeliyim.
Boston’daki tek akşamımızda Amerika genelinde sıkça rastladığım Steak House zincirlerinden birine gidiyoruz. Ruth’s Chris Steak House. Boston aslında bir yeme içme mabedi. Çok sayıda kalifeye restotan ve özellikle sabah kahvaltısı brunch veren cazip adresler var. Ancak bizim bu seferlik Boston’un yeme içme dünyasını keşfedecek zamanımız yok. Boston’a gelmişken yenmesi gereken aslında yengeç ve deniz ürünleri.
www.ruthchris.com uluslarası bir zincir. Buradaki şubesi eski Latin okulunun yanında yine tarihi bir binanın ( Boston city Hall )zemin katında. Etleri başarılı buluyorsak da genel olarak ambiyans, servis ve yanmış kızarmış patatesleri pek başarılı bulmuyoruz. Kurucusu Ruth hanımın resmini asmışlar.
Boston, büyük oğlumuzu New Hampshire Üniversitesi yaz okuluna bırakmak için uğradığımız zorunlu bir durak oluyor ama Amerika’da Miami’den sonra beğendiğim şehir listesinde yerini alıyor. Şehri gezmek için günler gerekmiyor ve iki gün yeterli oluyor ama anlattığı hikayelerle Amerika’yı bir ülke bütünlüğünde var eden yapısı Boston’a güçlü bir etki veriyor.
Bu arada sadece gidip gelmek şeklinde çok az zaman ayırmış olduğumuz New Hamphire bölgesi, yemyeşil doğası ve özel klüplerin sıralandığı sahil kesimiyle oldukça hoşa giden münzevi bir yapıya sahip. Eyalet olarak zaman ayırıp dolaşmak için sakin ve doğal bir cazibe vadediyor.
On iki günlük Amerika gezimize ve bir ay boyunca ilk kez bu derece uzak kalacağımız sevgili oğlumuza veda ederek gece uçağıyla İstanbul’a doğru uçuşa geçiyoruz….
HOŞÇA KAL AMERİKA…HOŞÇA KAL BOSTON….Belki bir gün yeniden….
bati-amerika-1-gun-ucus-otele-varis
bati-amerika-2-gun-los-angeles-santa-monica-hollywood
bati-amerika-3-gun-los-angeles-universal-studios
bati-amerika-4-gun-pacific-highway-coast-san-diego
bati-amerika-5-gun-san-diego-harbor-outlet
bati-amerika-6-gun-san-diego-seaworld-gaslamp-quarter
bati-amerika-7-gun-san-diego-coronado-la-jolla
bati-amerika-9-gun-las-vegas-grand-canyon-hoover-dam