Çocukla Geziyorum

KOS ( 3 ) – 2013 İZLENİMLER

1

25 Temmuz Pazar – 27 Temmuz Salı 2013

Beş yıl önce 2008 senesinde ilk kez gidip ( http://www.cocuklageziyorum.com/kos-agustos-2008/ ) 1 gece kalarak döndüğümüz Kos, geçen beş sene içerisinde gözle görülür yol kat etmiş olmakla birlikte 2012 senesindeki  ( http://www.cocuklageziyorum.com/kos-2-temmuz-2012/ ) ziyaretimizden bu yana da daha farklı bir yol izlemeye başlamış.

2013 ‘ünün Kos’u,  ‘’ Bir gün herkes Türkleşecek ‘’ özlü sözünün kehanetinin yakın mesafelerdeki adalardan başladığını gösteriyor. Kısa zaman öncesine kadar yeşil pasaporta dahi vize uygulayan Yunan hükümeti bu sene ada gümrüklerine ‘’Türkler Hoşgeldiniz’’ yazan bir kırmızı halı sererse  şaşırmamak gerek. Ben şahsen yakında, Yunan kıyılarında üzerinde ‘’We love Turks ‘’ yazan pankartlarla dolaşan helikopterlerin de boy göstermesini bekliyorum.

Adaya ait bilgi verme kısmını geçmiş senelerdeki gezilerde yapmış olduğumdan gereksiz tanıtımı tekrarlamamak adına bu gezinin ( KOS 3 ) yazısında sadece bu sene edindiğimiz izlenimlerimizi aktaracağım…

 

Vize ve Gidiş

kos townVize konusunda her zaman biraz sıkıntı yaratan Yunan gümrüğü, ekonomik kriz sonrası gelenlere kolaylık sağlamayı nihayet akıl etmiş. Yine Shengen vizesi ile girilebildiği gibi artık kapıdan vize uygulaması gibi bir kolaylık da yaratmışlar.

Kapıdan vize konusunda tek şart, Bodrum kalesindeki anlaşmalı şirketlerden bilet alarak kaleden kalkan feribotları kullanmak. Bodrum Cruise Limanından kalkan hızlı Dolphın’ler kapıdan vize sistemine dahil değil.

Pasaportlarınızı şirketlerden birine veriyorsunuz ve size en az 3 gün sürer dense de neredeyse yarım günde onaylatarak vize onay belgenizi veriyorlar. Yunan tarafına geçtiğinizde ise sizi ayrı kos townbir kapıdan alarak,  isteğe bağlı olmak kaydı ile tek yada çift girişli 15 günlük Shengen vizesi damgasını basıyorlar. Çift girişli alırsanız 15 gün içerisinde tekrar aynı ya da başka gümrüğe girme hakkınız oluyor. İsterseniz 15 gün boyuncada kalabiliyorsunuz.

Bu durumda sabah 10.30 gidiş, akşam 16.30 dönüş olmak kaydı ( gidiş – dönüş 25 euro ) ile günübirlik ya da kalmalı kapı vizesi almış oluyorsunuz.

Kos Town

  • Ada merkezi  Kos Town değişmemiş  daha bir kalabalıklaşmış. Avrupa’daki ekonomik kriz nedeni ile fiyatlarda bir ucuzlama olmuş olmalı ki şimdiye kadar hiç görmediğim kadar çok turist adaya doluşmuş. Bu kalabalıkta her sene Kos Town civarına eklenen yeni otellerin payı da olmalı.
  • IMG_1198Geçen sene fark etmiş olduğumuz bisiklet yolu sistemi bu sene  oldukça rağbet görür bir hale gelmiş. Trafik yollarını tek şeride indirerek  tek yön sistemi ile düzenlemişler ve böylece taşıt yollarını daraltarak yaya kaldırımlarının yanında bisiklet yolları oluşturmuşlar. Ana yol akslarında ve şehir dışındaki otellerden şehir merkezine kadar olan güzergahlarda yer alan bu bisiklet yolları, yabancı turistlerce yoğun olarak kullanılıyor. Ailecek binenlerin yanı sıra özellikle gençler, sırtlarında sırt çantaları ile yakın plajlara ve/veya şehir merkezine bisiklet ile ulaşmayı tercih ediyorlar. En Kos-island[1]ekonomik ve sağlıklı ulaşım sistemi olsa da Ağustos ayının öğlen sıcağında Zia’ya bisiklet ile tırmanmaya çalışanları da aptallık boyutunda gereksiz buluyoruz.
  • Artan turist yoğunluğundan istifade, gezi trenlerinde rekabet bayağı kızışmış. Neredeyse her köşe başından bir gezi treni kalkıyor. Biz dört  farklı şirket saydık ama sonuç olarak dolaştırdıkları dön dolaş aynı yer.
  • Bodrumdan bakıldığında ilk dikkat çeken İtalyanlardan kalma Polis Merkezi binasının yanında yer alan Osmanlı Hamamı restore edilmiş. Girişin bedava olduğu ve 1980’den sonraki işlevi Tuz deposu olarak tanıtılan bu hamamı gezmemenizi  tavsiye ederim.
  • kos townSanat tarihçileri yanlışsam düzeltsinler ama ben şimdiye kadar hiçbir hamamda mermer ya da çini kullanılmadığını görmedim ki suyun ve hamamın doğası ile alakalı bir konu bu aynı zamanda. Burada restore edildiği iddia edilen Osmanlı hamamı -tuz deposunda ne bir mermer ne bir çini görmek mümkün. Sadece kurna  ve musluk kalacak şekilde yapının tamamı adi sıva ile kaplanmış. Orijinali mi böyle idi bilmem mümkün değil ama inşallah oraya gelen turistler bir Türk hamamını böyle tuz deposu görünümünde sanmıyorlardır.

Restorasyon felaket olsa da en azından Osmanlı hamam kuralları hakkında bir pano DSCN1424hazırlayıp yabancı ressamların gözü ile resmedilen hamam gravürleri asmışlar. ( kurallar da belki yanlıştır kızdığım için okumadım )

  • Hypokrat Meydanında yer alan ve ölüsünün bile meydana ihtişamlı bir güzellik kattığı Gazi Hasan Paşa Camii ise hala kaderi gibi görünen çökmeye terk edilmiş durumda. Gerçi hamam gibi yapacaklarsa ellemesinler daha iyi. Kültür Bakanlığı neredesiniz ?????
  • Türk eserlerine yapılan özensizlik  gibi görünüyor olsada bir adım olarak kabul etmek gerekli çünkü en azından artık adada 400 yıldan fazla hüküm süren Osmanlı hakimiyetini yok saymıyorlar, kötüsünden de olsa kabullenmişler gibi bir durum var.
  • kos townBarlar sokağındaki barların sayısı epeyce artmış ve diğer bir-iki sokağa da yayılmışlar. Gece 11.00 den sonra hareketlenmeye başlayan bölgede yaş ortalaması dikkat çekecek kadar düşük. Ben diyeyim lise son siz deyin üniversite öğrencileri. Takdir edilecek nokta, hemen hemen tüm gençlerin kız-erkek dahil son derece rahat gündelik hatta spor kıyafetler ile takılıyor oluşları yani amaç en basitinden eğlenmek, hoş vakit geçirmek. Hiçbiri bizim nadide genç kızlarımız gibi düğün salonuna gider şekilde abartılı kıyafetler ve yürüyemedikleri apartman topuklar giymemişler ve yüzlerinde de eblek bir herkes bana bakıyor mu bakışı yer almıyor.

 

  • Üzücü bir nokta ise ortalarda çok sayıda terk edilerek bırakılmış arabanın bulunması. Park yerlerine ya da boş arsa ve bahçelere bırakılan bu arabalar, büyük olasılıkla parça ve tamir maliyeti karşılanamadığı için vazgeçilmiş olmalılar.

Ada Halkı

  • kos townAdada gözle görülür şekilde bir Türk sempatizanlığı başlamış. Türkçe konuşmak, bilmek, prestij konusu olmuş. Hemen hemen bütün esnaf – merrhaabaa, nasilsin ve tessekkürrr – demeyi öğrenmiş. Bilip de konuşmayanlar, bildiğini belli etmeyenler artık açıkça her Türk ile sohbet eder durumdalar.
  • Tabii bu ilginin altında yatan, Türklerin adaya para harcamak, yemek içmek ve alış veriş yapmak için geliyor oluşları. Konuştuğumuz  yerli bir esnaf, neredeyse hiç para harcamayan İsveçli, Belçikalı ve Hollandalıların gelmelerindense özellikle Türklerin gelmelerini  istediklerini söylüyor. Çünkü onlar en ucuz bira kos townneredenin peşinde koşarken Türk halkı, geldik nereyi dolaşalım, bakalım neleri alalım, nerde ne yiyelim mantığı ile dolaşıyor.

 

  • Yunanistan’daki  ekonomik krizin getirdiği risk sonucu kaygısız günlerin sona erdiğini gören Yunan esnafı, Türklerin para harcamak için geldiklerini anlayınca, hemen kendi komşularını model alarak Türk esnafların yapışkan ve ısrarcı kimliğine doğal bir taklitle bürünüvermişler. Türklerin, Türkçe konuşulmasından hoşlandıklarını da keşfetmiş olduklarından yakaladıkları tek tük kelime ile Türk olduğunuzu anlar anlamaz sizinle konuşma telaşına giriyorlar ve peşinizi bırakmıyorlar.
  • kos townDaha önce Türk kahvesi istediğinizde olmadığını söyleyip şoven bir ketumlukla Yunan kahvesi var diye ısrar edenler artık nasıl içersiniz diye sordukları ‘’Türk kahvesi’’ni paşa paşa getirdikleri gibi bununla da yetinmeyip yaranmanın boyutunu arttırarak      ‘’ demleme Türk çayı ve ayran bulunur ‘’ tabelaları da asmaya başlamışlar. Türkler her gittikleri yerde kendi kültürlerini arayan bir millet ne de olsa ve Yunan esnafı bu zaafımızı iyi yakalamış.
  • Artık ellediniz diye beş karış surat asan, girdiğinize pişman eden esnaf kalmadığı gibi kafası çalışan restoranların bir kısmında da menülerde Türkçe yer almaya başlamış.
  • Geçen sene ‘’Yabancı Damat’’ dizisi hayranlığı da yerini  ‘’Hürrem-Kanuni-ibrahim Paşa ‘’ hayranlığına bırakmış.

Şahsi notlar

  • Zia ‘da geçen sene beğenerek yemek yemiş olduğumuz Taverna Oromedon kalitesini bozmamış. Gerek manzarası, gerek lezzetli mutfağı ile sevdiğimiz bu kos town, ziarestoranda beğeni listemize bu seneye özgü olarak kendi adını taşıyan salatası  ekleniyor.
  • Bu sefer Kos Town ‘ın marina tarafında kalarak adanın elit, turistik karmaşadan uzak ve daha sakin tarafını yakından tanımış oluyoruz. Burada yer alan H2O adlı Akdeniz Restoranı özellikte Türkiye’ye direk bakan manzarası ile keyifli bir mekan olduğu gibi hemen hemen adadaki en nezih yerlerden de biri.

http://youtu.be/lR5hUoUNYLA

  • Yanı başında yer alan Bakery Shop isimli pastane ise hala en önemli favorimiz. Dondurmaları güzelliğini koruyor, pastane ürünleri göz alıyor. Yunan spesiyalitesi adı altındaki pek çok Yunan usulü Türk tatlısı, farkı görebilmek için denenebilir.
  • DSCN1399Kaldığımız Otel Triton’u başarılı buluyoruz. Temiz, manzaralı ve personeli Yunan adalarında alışmadığımız kadar güler yüzlü. Kahvaltısı ise peynir tipi yine tek olsa da genel çeşitlilik açısından tatmin edici.
  • Yemeklerini beğendiğimiz Fish Tavernalardan ‘’Sardeles’’ menüsünde  çeşitlilik yapmış ve oldukça başarılı seçenekler eklemiş. Özellikle domates sosunda haşlanmış midye, ızgara sardalye balığı, kalamar tava ve papalina çok lezzetli idi. Tıka basa yediğimiz 8 kişilik deniz ürünleri yemeğine 100 euro ödeyince, Bodrum’da balık yemektense günü birlik Kos’a gelip deniz ürünleri yemenin daha ucuz olduğuna karar verdik.
  • Türkiye de hanımların böreğe bile koymayacakları kireçsi tadı ile ‘’feta cheese’’ denilen Yunan peynirini dünyanın tanımasına ama bizim güzelim Ezine peynirlerimizi kimsenin bilmemesine hala sinir oluyoruz.
  • DSC_0234[1]Kesinlikle hiçbir deniz ürünü ile feta birlikteliğini ( özellikle kalamar dolma )bir daha asla denememeye karar veriyoruz. Hiçbir Türkün de böyle bir damak birlikteliğine alışabileceğini sanmıyoruz.
  • Freeshoptan daha ucuza içki bulunabilen gümrüksüz içki mağazalarında, envai çeşit likör, rom, konyak ve ouzo yer alıyor. Fazla kaliteli içkiler olmasa da basit içkiler fiyatları açısından cazip ama çok kaliteli şaraplar gözümüze çarpmıyor. Genel seçki orta kalitede.
  • Buna karşılık dikkatimizi, çeşitli içkilerin %4 alkol oranında, soda ve çeşitli meyve aromaları karıştırılmak sureti ile gazoz şeklinde üretildiği ürünler çekiyor. Özellikle,  Lime’lı Bacardi Breezer’ler favorim haline geliyor. Neredeyse her içkinin gazozu (  şişede yada kutuda ) var gibi.

Lafın özü, bu gezimizden kalan genel intibaa Yunanistan’da kararan havanın ardından Kos’ta güneşin yavaşça parlamaya başladığı ve ibrenin yıllarca düşman gözüyle baktıkları Türklerden yana dönmüş olduğu. Yüzyıllar boyu aynı havayı koklamış, aynı kuyudan su çekmiş, aynı topraktan hasat kaldırmış iki milletin, araya giren hezimeti, dağılmışlığı unutuvermeleri için yaşanan ekonomik kriz bir  vesile olmuştur belki ….Böyle olunca kardeş kardeş, Türk kahvesi içsen ne fark eder Yunan Kahvesi içsen ne fark eder….Sonuç olarak kırk yıl hatırı var….

Sevgi ile kal Kos…..

 

DSC_0233[1]

 

Paylaşın: