Çocukla Geziyorum

Akropolis – YUNANİSTAN Atina

Atina’nın tam merkezinde ve deniz düzeyinden 150 m yükseklikte yer alan Akropolis, eski dönemlerden beri kale ve tapınak olarak kullanılıyordu. Buradaki yapıların en ünlüsü Parthenon’dur. Eski Yunan’da kentin koruyucusu sayılan Tanrıça Athena’nın baş tapınağı olarak inşa edilen, dev sütunlarla çevrili, dikdörtgen biçimindeki Parthenon, tarihin çeşitli dönemlerinde kilise ve cami olarak da kullanıldı.

Akropolis’teki öbür tapınaklardan Erektheion, M.Ö. 5. yüzyılda Tanrıça Athena ve Tanrı Poseidon için yapıldı, Bizans döneminde kilise, Osmanlı döneminde de konut olarak kullanıldı. Akropolis’in özenli giriş kapısı Propylaion, surların tek açık yeriydi. Frank dükleri ortaçağda Propylaion’un kuzey kanadında da iki katlı bir yapı inşa ettiler. 12.yy.da Rum Ortodoks piskoposları burada oturdular. Propylaion’un sağındaki Athena-Nike Tapınağı’nın taşları Venedik saldırısı sırasında sökülerek kale tahkiminde kullanıldı. Tapınak 1836’da kötü bir onarım gördü. 1936’da ise yeniden onarıldı.

Atinalı heykelci ve mimar Phidias’ın Milattan Önce 5. yüzyılda yaptığı ve Propylaion’un arkasındaki açıklıkta durduğu sanılan 9 m boyundaki Tanrıça Athena Promakhos heykeli ile Parthenon’daki gene Phidias’ın yapıtı olan fildişi ve altından Athena heykelini Bizans imparatoru Justinianos, Konstantinopolis’e (İstanbul) götürdü. Bu yapıtlar 1204’te Konstantinopolis’in Haçlılar tarafından yağmalanması sırasında kayboldu.

Zengin bir Romalı olan Herodes Atticus MS 161’de Akropolis’in güney yamacında bin kişilik bir tiyatro yaptırdı. Sonraları onarılan bu yapı günümüzde de müze olarak ve tiyatro festivallerinde kullanılmaktadır.

Milattan Önce 5. yüzyılda yapılmış olan Dionysos Tiyatrosu’nda da Şarap ve Eğlence Tanrısı Dionysos için bahar şenlikleri düzenlenirdi. Roma dönemindeki onarımlardan sonra bugünkü görünümünü alan 13bin kişilik bu tiyatroya Yunanistan’ın birçok yöresinden, ayrıca İtalya ve Anadolu’dan izleyiciler gelirdi. Düzenlenen yarışmalarda birinci gelen koronun onuruna bir anıt dikilirdi. Bunlardan günümüze kadar kalabilen Lysikrates Anıtı MÖ 334 tarihlidir. Tiyatronun doğu yönünde Perikles Odeionu ile Asklepieion kutsal yeri kalıntıları (MÖ 420) ve Akropolis’in güneybatısındaki Nymphalar Tepesinde MS 2. yüzyılda Roma konsülü olan Suriyeli Philopappus’a adanmış mermer anıtın kalıntıları yer alır.

Pnyks Tepesindeki ekklesia’da (meclis) Atinalı hatipler dinlenmek için 18 bin Atinalı bir araya gelirdi. Ares Tepesinin kuzeyinde kalan Agora’nın yakınında en iyi korunmuş Yunan tapınağı olan Theseion vardır (MÖ 5.yy).

Bir başka önemli anıt sekizgen biçiminde ve 13 m yüksekliğindeki antik saat kulesi Horologion’dur. Bu anıt Sokrates ve Platon’un mezarı olduğu inancıyla Osmanlılar zamanında korunmuştur. Bizans dönemi yapıtlarından üç kilise de günümüze değin kalabilmiştir.

Atina’nın tarihsel ve anıtsal yapıları uzun süre bakımsız ve yıkık halde kaldıktan sonra Bavyeralı Kral Otho’nun gelmesiyle yeniden ele alındı. Otho bu kalıntıları incelemeleri ve eski yapıtları ortaya çıkarmaları için bilim adamlarını görevlendirdi. Klasik dönem sonrası yapılarını ortadan kaldırtarak,anıtların eski durumlarına getirilmesi için çalıştı.

yunan-adalari-agustos-2011

yunan-adalari-2-gun-atinapireakropolis

 

 

Paylaşın: