Çocukla Geziyorum

YUNAN ADALARI – 5.gün İZMİR DÖNÜŞ

13 Ağustos Cumartesi 2011

Gece her ne kadar fırtınanın geliş yönüne doğru dönmüş ilerliyor olsak da sallantı hala kabul edilebilir boyuta gelemiyor. Öyleki gece 12.00 de oda kapısının önünde istenen bavulları toplamak sadece ne varsa alıp bavula atmak tarzında gerçekleşebiliyor.

Belli bir saatten sonra artık korkudan helak düştüğümüz için mi yoksa Türk sularına, ana karaya yaklaştığımızdan mı bilemiyorum, sallantı biraz hafifliyor. Gümüldür –Kuşadası yakınlarında uyanıp, kahvaltıyı memleketimin sahillerini seyrederek dış güvertede yapıyoruz.

Yola çıkarken göremediğimiz körfez girişinin keyfine varıp sakince İzmir Alsancak limanına dönüyoruz. Şöyle bir bakıyoruz da ne kadar kızsak eleştirsek de memleketimiz bir başka güzel.

Gemi boşaltımı yine kat sırasına göre yapıldığından epey bir zaman gemide kalıyoruz ve görevlilerin verdiği anket formlarını doldurmak bize düşüyor. Bu formlarda, personelin aşırı yakınlığının ve şirin görünme telaşının sebebi ortaya çıkıyor. Malezyalı bir garson gelip, peçeteye yazdığı kendisinin ve arkadaşının ismini vererek kendilerini methetmemizi rica ediyor. Sevimlice yaptığı için kırmıyoruz ve gerçekten haketmiş olan kat görevlimiz Rodolfo’yu da ekliyoruz.

Özellikle gemici takvimine bakıp, fırtına olmayan bir tarihte çıktığımızı sanarak olmayan zamanda olmayacak şiddette bir fırtınaya yakalansak da, gezimiz her gezi gibi güzeldi, tatil de her tatil gibi kısaydı. Ucuz bir paket tur seçmiş olmak ise bizim hatamız. (ikinci tövbe ) Ama  gemi turu  bizim önümüzde başka bir dünyanın, adalar dünyasının  kapılarını açtı…

Daha fazla zamanla gezilmeliydi elbette. Türk yemeklerinin bir başka versiyonu olduğunu düşündüğüm için çok da gerekli görmediğimiz Yunan yemekleri denenebilirdi. En azından yerel bir taverna keyfi yapılabilirdi. Delos adası ziyaret edilebilir, başka küçük adalar özellikle yereli yaşamak adına ziyaret edilebilirdi.

Her yerde methedilen Yunan peynirlerini de tatmamışken, tattığımız aşırı sirkeli zeytinlerden pişman olsak da  ‘’Kalamata Olive Tapenade’’denilen zeytin ezmelerini  az tuzlu ve baharatlı oluşuyla özellikle beğendik.

Yunan esnafının çekilir tarafı olmamasına rağmen, Girit uygarlığında Atlantis’in izlerini aramayı, Mikonos ile arkadaş, Santorini ile sevgili olmayı sevdik… (Atina’yı boş verdik )

İnşallah başka gemi seyahatlerine ve başka Yunan adalarına diyelim….

Tekrar Görüşmek Üzere….

( Korfu ? Neden olmasın ?)

 

Paylaşın: