13 Temmuz Pazartesi 2009
Bu sabah, dün sabaha ilave olarak, demirlediğimiz koycukta çam ağaçlarının bulunmasından sanırım, ziyaretimize arılar geliyor. Her zaman çocukları panik eden ve beni illaki sokan arıları bile bulunduğumuz ortamda sorun etmiyorum.
Geceyi geçirdiğimiz küçük koycuktan demir alıp, Akbük‘ü biraz gezmek ve belki denize girmek için koyun içerisine girip limana bağlanıyoruz.
Akbük koyunda yerleşim daha fazla, hizmet veren yerlerin seçenekleri de daha alternatifli. Kıyı daha kullanılabilir ve yöredeki halkın da tercih ederek geldiği plaj, deniz eğlenceleri için daha elverişli. Karasal bağlantı olarak ise Marmaris taraflarına işleyen minibüs seferleri var.
Oyalanmak için çok vaktimiz olmadığından kısaca bir göz atıp yine kısa bir deniz sefasından sonra toparlanıyoruz ve dönüş yoluna doğru yönleniyor kaptan.
Bu turumuzu, kendimize fazla güvenemeyip kısa tuttuğumuz için pişman oluyoruz. Belki 7 gün olsaydı çocuklar açısından yorucu ve sıkıcı olabilirdi ama sadece iki gece de yanlış derecesinde kısa bir programmış.
Çocuklar, hiçbir tehlikeli harekette bulunmadıkları gibi uyum sağlama konusunda da problem çıkarmadılar, mide bulantısından bile şikayet etmediler ki Çaka’da böyle bir sorun hiç olmadı. Sanırım küçük çocuklar sanılanın aksine daha uyumlu ve dirençli olabiliyorlar. Hayatın diğer alanlarında da olduğu gibi yine biz ebeveynler cesaret edemediğimizle kaldık.
Tekrar Bodrum istikametine dönerek, yaklaşık sekiz saatlik bir yolu durmadan dönmek zorundayız. Üç günde yaşadığımız ortamlar sanki bir film şeridi gibi önümüzden hızla geçiyor ve Turgutreis yine aynı dalgalarla bizi karşılıyor.
Bu kısacık gezimiz bile insanların neden denize bir tutku ile bağlandıklarını anlamamıza yetiyor. Deniz, son derece ürkütücü, korkutucu, şakası olmayan bir konu. Ama buna karşılık sunduğu dünya o kadar sınırsız ve verdiği özgürlük o kadar güçlü ki gülü seven dikenine katlanır misali, sevmekle korkmak arasında bir yerde, kendiniz için ağır basan tarafı yakalıyabiliyorsunuz. Kendinizi,tüm dünyaya dışarıdan bakıyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz ve yaşadığınız anda denizden başka herşey anlamını yitiriyor.
Kısada olsa çocuklar için çok yerinde bir deneyim olduğunu düşünüyorum.Yaşadıkları hayattan başka dünyalar da olduğunu görmenin daha etkili bir yolu olamazdı. Kendimizi olgunlaşmış hissediyoruz.
Artık hepimiz farklıyız…