Çocukla Geziyorum

TRABZON GEZİLECEK YERLER

 MÜZE VE ÖRENYERLERİ

 SUMELA (MERYEM ANA) MANASTIRI

Trabzon’un Maçka İlçesinin Altındere Köyü sınırları içinde, Altındere Vadisi’ne hakim Karadağ’ın eteklerinde sarp bir kayalık üzerine kurulmuş olan Sumela sumela-manastiri-5[1]Manastırı, halk arasında “Meryem Ana” adı ile anılır. Vadiden yaklaşık 300 metre yükseklikte bulunan yapı, Bizans İmparatoru  I. Theodosius zamanında (375-395) Atina’dan gelen Barnabas ve Sophranios isimli iki rahip tarafından kurulmuştur.

Sumela Manastırı’nın şimdiki durumuyla varlığını 13.yüzyıldan itibaren sürdürdüğü bilinmektedir. Sumela Manastırı’nın 18. yüzyılda bir çok bölümü yenilenmiş, bazı duvarlar fresklerle süslenmiştir. 19. yüzyılda büyük binaların ilave edilmesiyle manastır muhteşem bir görünüm kazanmış, en zengin ve parlak dönemini yaşamıştır.Trabzon’un 1916-1918 yılları arasındaki Rus işgali sırasında manastıra el konulmuş, 1923’den sonra tamamıyla boşaltılmıştır.

TRABZON MÜZESİ

Trabzon müzesi olarak düzenlenen konak Zeytinlik Caddesinde 1900’lü (1889-1913) yılların başlarında banker Kostaki Thopylaktos tarafından büyük programlı konut olarak yaptırılmıştır. Konağın mimarlarının Trabzon-Muzesi[1]İtalyan olduğu belirlenen yapıda kullanılan bir çok malzemenin de İtalya’dan getirildiği bilinmektedir.

Ülkemizin sayılı Sivil mimarlık örnekleri arasında yer alan konağın bodrum katı hariç diğer kat duvarları tamamen kalem işi bezelidir. 1988-2001 yılları arasında Kültür Bakanlığınca restorasyonu tamamlanan Konak 22 Nisan 2001 tarihinde Trabzon Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.

Konağın bodrum katı; Arkeolojik Eserler  Seksiyonu, zemin katı; Konak Teşhiri, birinci katı; Etnoğrafik Eserler Seksiyonu ve asma katı İdari Bölüm olarak düzenlenmiştir.

AYASOFYA MÜZESİ

Günümüzde müze olarak kullanılmakta olan Trabzon Ayasofya Kilisesi, Trabzon İmparatorluğu krallarından 1. Manuel Komnenos zamanında (1238-1263) inşa edilmiştir. İngiliz seyyah ve araştırmacı G. Finlay tarafından 1427 yılına tarihlenen Çan Kulesi ayasofya müzesikilisesinin batısında yer almaktadır. Kilisenin kuzeyinde bulunan üç apsisli şapel kalıntısı ise daha erken bir döneme ait olmalıdır.

Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u fethini takiben yapı, camiye çevrilmiş ve vakıf eser olmuştur. Trabzon üzerine anlattıkları ile ünlü Evliya Çelebi (1648), Pitton Tournefort (1701), Hamilton (1836), Texier (18649), Trabzon Şakir Şevket (1878) ve Lynch (1893) yapıya önem veren kişiler arasındadır. I. Dünya Savaşı yıllarında sırasıyla depo, hastane daha sonraları yine cami olarak kullanılmıştır. 1958-1962 yılları arasın-da Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Edinburg Üniversitesinin işbirliği ile restore edilerek 1964 yılından sonra müze olarak ziyarete açılmıştır.

Üstün bir işçiliğin görüldüğü taş plastiklerde Hıristiyan sanatının yanı sıra Selçuklu Dönemi İslam sanatının da etkileri görülmektedir. Kuzey ve batıdaki revak cephelerinde görülen geometrik geçmeli bezemeleri içeren madalyonlarla, batı cephesinde görülen mukarnaslı nişler Selçuklu taş işlemelerindeki özellikleri taşımaktadır. Binanın en görkemli cephesi güneyidir. Burada Adem’le Havva’nın yaratılışı kabartma olarak bir friz halinde anlatılmıştır.

ATATÜRK KÖŞKÜ

Köşk, 19. yüzyıl başlarında Trabzon’a hakim Soğuksu Sırtlarında Konstantin Kabayanidis tarafından yazlık olarak yaptırılmıştır. Avrupa ve Batı Rönesans mimarisinin etkilerini taşıyan binada büyük ve gösterişli Avrupa simgeleri kullanılmıştır. Bununla birlikte Köşkün atatürk köşküdış cephesinde taş işçiliği kullanılmış olup, bahçesi çam ağaçlarıyla çevrilidir. İç cephede tuğla kullanılmış merdivenler ahşap ve korkulukludur.

Atatürk Eylül 1924 tarihinde Trabzon’a ilk ziyaretini gerçekleştirdi. 15 Eylül’de Trabzon Belediyesine ve 3. Genel Müfettişliği ziyaretlerinden sonra Soğuksu’ya gezi amaçlı götürülmüş ve burada dinlenmek için durmuştur.

Atatürk ikinci kez Kasım 1930’da Trabzon’u tekrar onurlandırdığında Köşk’te ağırlanmış ve çok memnun kalmıştır. Haziran 1937’de kendisi için düzenlenen Köşkte iki gece kalmış ve   11 Haziran gecesi bu Köşk’te bütün mal varlığını, canından çok sevdiği Türk Ulusuna armağan etme kararı almış ve mal varlığının bir listesini hazırlayarak gereğinin yapılması için Başbakan’ a göndermiştir.

Atatürk Köşkü Trabzon’a gelen ziyaretçilerin çoğunluğu tarafından ziyaret edilen tarihi bir mekandır.

Diğer Tarihi Yapılar

Trabzon ilinin yukarıda sayılan ve açıklanan tarihi eserleri yanında görülmeye değer pek çok tarihi-turistik ve görülmeye değer nice akcaabatin_tarihi_konaklari_turizme_kazandirilacak13699934440_h1033225[1]eserleri daha vardır. Bunların hemen hepsi korunarak günümüze kadar ulaşmışlardır.

Bunlar arasında Abdullah Paşa çeşmesi, Şadırvan, Zağnos Paşa Köprüsü, Tabakhane Köprüsü ve Su Kemerleri, Kalepark (Güzel Hisar) Santa Harabeleri, Santa Maria Kilisesi, Fatih Hamamı, Musa Paşa Camii, Tavanlı Camii, Hoca Halil Camii ve Sivil mimarlık örneklerinden Eski Trabzon Evleri de sayılabilir.

CAMİLER

Gülbahar Hatun Camii

Tarih_Gulbahar02[1]Yavuz Sultan Selimin annesi Gülbahar Hatun’un hatırası için Orta Hisar’ın batısında, Zağnos Köprüsü’nün yakınında bir külliye içerisinde yapılmıştır.Külliyeden cami ile türbe günümüze gelebilmiş; imaret, medrese, hamam ve mektep yıkılmıştır.

Ortahisar Fatih Camii

Yapı altınbaşlı Meryem Kilisesi Chrysokephalos olarak adlandırılmıştır. Kuruluşu 914 yılına kadar inmektedir. Bu yapının manastır içerisinde bazilikalı planlı olarak yapıldığı sanılmaktadır.

Yeni Cuma Camii

Trabzon’un kurtarıcı ve koruyucu azizi Eugenios’a ithaf edilmiştir. İlk kilisenin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Araştırmacılar ilk yapının bazilika olduğunu belirtmektedir. Ayrıca 1291 yılına ait bir kitabe bulunmuştur. Bugünkü yapının 14. Yüzyılda haç planlı olarak inşa edildiği muhtemeldir.

İskender Paşa Camii

Atatürk Alanında Belediye Binasının iskender[1]bitişiğinde yer almaktadır. Cami’nin avlusunda yer alan medresesi yıkılmış, batı tarafındaki mezarlık kaldırılmıştır. Burada sadece İskender Paşa’nın mezarı bırakılmıştır. Camiye değişik zamanlarda ilaveler yapılmış ve onarımlarla orijinalitesi bozulmuştur. Çok iyi bir taş işçiliğine sahiptir. Minare , tuğla ve renkli taşlarla almaşık tarzda yapılmıştır.

Ahi Evren Dede Camii

Trabzon’a hakim Boztepe semtinde yapılmış olan caminin tarihi bilinmemektedir. Bununla beraber Şemsettin Sami’nin belirttiğine göre Sultan Orhan döneminde Ahi Evren’in bir derviş dergahı inşa ettirdiği bunun da bugünkü cami ve türbenin yerinde olduğundan bahsetmektedir.

 Hızırbey Camii

Bu eser Hızırbey mahallesinde yer almaktadır. Yapının ve mahallenin bu isimle anılması Trabzon’da valilik yapan Hızır Bey’den ötürüdür. Kare planlı olan yapı H.1213(1789/99) yılında yaptırılmıştır. Mimar Çetintaş’ın raporuna göre; camiinin hicri 1298(1880) senesinde halk tarafından yaptırıldığı söylenir ise de bu tarih tamir kitabesidir. Eser, 1970 yılında tamir ettirilmiş, Hızır Bey Camiini onarma ve güzelleştirme derneği’nin öncülüğünde Camii avlusu düzenlenmiş, son cemaat yeri genişlettirilerek asıl bölüme uyumlu olarak yeni ek yapı kuzey tarafına 20.YY. ın sonunda (1998:1999) yapılarak daha fazla cemaate hizmet verecek hale getirilmiştir.

Çarşı Camii

Tabzon’un Çarşı mahallesi Kemeraltı mevkiinde yer alır.Cami, uzun yıllar Trabzon’da valilik yapmış Hazinedarzade Osman Paşa tarafından H.1225, M.1839 yılında yaptırılmıştır.

Erdoğdu Bey Camii

H.985 M.1577 yılında Trabzon Valisi Erdoğdu Bey tarafından, kendi ismi ile anılan Erdoğdu Mahallesi’nde yaptırılmıştır. Cami birçok onarım geçirmiş ve geniş ölçüde özelliklerini yitirmiştir. Son cemaat mahalli ile harimin girişindeki ahşap mahfiller üstten irtibatlıdır. Mihrap nişinin mukarnaslı bir kavsarası vardır. Köşeliklerde birer gül-bezek ile üst kısımda yazı kuşağı yer alır. Burada bulunan H.1317, M.1899 tarihi caminin son onarımına aittir. Minber ahşap olup sade bırakılmıştır.

Tavanlı Camii

Trabzon’un tipik çatılı camilerinden birisidir. 1874 yılında Nemlizadeler tarafından yapılmıştır. Geniş bir haziresi vardır. Dikdörtgen planlı olan yapı son cemaat mahalli ve h

GÖLLER

Uzungöl ve Krater Gölleri

Haldizen deresi vadisinde heyelan sonucu Uzungöl_lake_and_town[1]dere yatağının tabii baraj şeklinde kapanmasıyla oluşan göl, çevresindeki ladin ormanları ile çekici bir manzaraya sahiptir. Trabzon’a 99, Çaykara ilçesine 19 kilometrelik bir mesafede olan göl “ Uzungöl” olarak bilinmektedir. Uzungölü geçtikten sonra Çaykara’yı ve Uzungölü Bayburt’a bağlayan yayla yolunu takiben soğanlı geçidine doğru çıkıldıkça zirveye yakın varılan yaklaşık 2500 rakım üzerinde bulunan irili ufaklı göllerdir.

Sera Gölü

Trabzon’un batısındaki Sera deresi üzerinde, Yıldızlı Beldesi sınırları içerisinde kıyıdan 1 sera_golu[1]km içerde bulunmaktadır. Dağ yamacının, 20 Şubat 1950’de kayması ile oluşan bir baraj gölüdür. Barajın arkasında vadi boyunca birkaç  km’lik bir uzunluk gösterir. Genişliği 150-200 m arasında değişir. Gölü oluşturan toprak baraj, oluştuğu tarihten buyana aşındığı için su yüzeyi yavaş yavaş azalmaktadır.

Balıklı Göl

Bölgemizin coğrafi yapısı nedeniyle oluşan bir göldür. Balıklı Göle Akçaabat-Düzköy  yolu üzerinden Hıdırnebi yaylasına giden yol üzerinden gidilir. Doğal güzelliği muhteşem olan bu gölümüz yazın birçok ziyaretçi tarafından dinlenme ve piknik alanı olarak kullanılır.

MAĞARALAR

Çal Köy Mağarası

Mağara, Trabzon Düzköy’e bağlı Çal Köy beldesinde bulunmaktadır. İlimiz Merkezden 51 km olan mağara, Düzköy İlçesinin 5 km güneyinde, denizden 1100 m yükseklikte olup, cal_magarasi[1]aydınlatma ve gezi platformları tamamlanmıştır. Mağaranın giriş kısmı bir insan boyu yüksekliğindedir. Bazen dar bazen de oldukça geniş galeri ve koridorlara sahip olan mağaranın üst kısmında, çevreye hakim bir tepeye kurulmuş bir kale bulunmaktadır.

Ulaşım Düzköy ilçesine girmeden sağa ayrılan bir yolla Çal Köy beldesi içinden geçilerek yapılabilmektedir. Yolu asfalt ve düzgündür. Mağara çevresinde sosyal alt yapı, kır kahvesi ve mesire alanları mevcuttur.

Akarsu Köyü Mağarası

Mağara, Trabzon’un Maçka ilçesinin Akarsu köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Büyük bir mağaradır. Eskiden yerleşim yeri olarak kullanılan mağara, içinde bulunan kalıntılardan  anlaşılmaktadır. Söylentilere göre içerisinde 72 oda mevcuttur. Mağarada bol miktarda sarkıt ve su varlığı saptanmıştır.

 

Paylaşın: