Çocukla Geziyorum

NİCE – 3.gün MONACO, Montecarlo

Monte Carlo Casino

24 Eylül Perşembe 2015

Nice’teki üçüncü günümüzde doğu sahillerini gezmeye devam ediyoruz ve bir gün önce gitmiş olduğumuz Éze kasabasının devamında Monaco’ya kadar ilerliyoruz. MonacoDaha önce de yazdığım gibi, Nice ve Monaco arasında, daha doğrusu bütün güney sahilleri boyunca, çok güzel bir tren hattı var. Bu hat tamamıyla sahil boyundan ilerleyerek size tüm Fransız Rivyerası’nı izleme imkanı sunuyor.

Tren ile Nice – Monaco arası sadece 20 dakika. Arabayla da aynı güzergâhtan gitmeniz mümkün Monacoancak sahil boyunda kasaba içlerinde yolu biraz karıştırma olasılığı bulunduğu ve tabii zaman uzun sürdüğü için genellikle bu iki ülke arasında Orta Yol olarak tabir edilen ‘’Moyenne Corniche ‘’ kullanılıyor. Bu yol güzergahında da manzaranın çoğuna hâkim olabiliyorsunuz.

Birde tamamen tepelerden geçen otoban var ki amaç tamamen zaman tasarrufu. Ancak bu yolun paralı olduğunu eklemeliyim.

MonacoMonaco, bir Yunan yerleşimi olarak tarih sahnesine çıkıyor ve daha sonra Romalılar ele geçiriyor. Grimaldi ailesi 1133 yılında Ceneviz yönetiminde yer alan Otto Canella’ya dayanıyor. Grimaldi ailesi Yüksek Ortaçağ’da Guelfolar ile Ghibellionlar arasında gerçekleşen politika-din çatışmasına karışınca Cenova’dan sürülüyorlar.1297’de Monaco’yu Cenevizlilerden satın alıyorlar.

untitledBugün Monaco’nun başında 1949’dan bu yana Prens III.Rainer var. Eşi, tüm dünyanın tanıdığı Amerikalı aktrist Grace Kelly. 1982 yılında Moyenne Corniche yolu üzerinde bir trafik kazasında ölmesi dönemin en büyük sansasyonlarından biriydi. Sonrasında, kızları Caroline ve Stephanie ile oğulları Albert neredeyse benim tüm gençlik yıllarım boyunca magazin dünyasının bir numaralı malzemesi olarak Monaco’nun adını, annelerinden eksilen ilgiye karşı akıllarda tuttular.

Monaco’nun 1,9 km.lik yüzölçümüne bunun üçte biri kadar toprakta denizden doldurularak ilave edilmiş. Yine de New York’taki Central Park’tan daha küçük bir alanı kaplıyor. İki şehir bulunuyor, Monaco ve Monte Carlo. Her Monacoikisi arasında yürümek mümkün. Şehir dağların eteklerine doğru taraçalar halinde yayılıyor ve pek çok yerde ücretsiz kamu asansörleri var.

Yapılar ve yollar son derece sıkışık. Binaların çoğu oldukça yüksek katlı, çünkü arazi dünyada hiçbir yerde olmadığı kadar az ve değerli. Buna rağmen çok iyi korudukları tarihi yapıları da Monacomevcut. Monaco’da yurttaş olabilmek için 1 milyon euro’yu ülkenin bankalarına teminat olarak yatırmak gerekiyor. Daha sonra bir o kadarlık da bir ev alıyorsunuz haliyle. Bankalar, gelen parayı nereden bulduğunuzu sormuyorlar. Bu nedenle Monaco sınırsız lüksün mabedi olarak kabul edilebilecek bir ülke.

Yollar daracık dolambaçlı ama araçlar ultra lüks segmentin en son modellerinden Monacooluşuyor. Tüm bu zenginliğe rağmen mütevazı bir halk kesimi de var şüphesiz. Buna karşılık Monaco’nun bir ordusu yok. Bütün gücü bankalarında bulunan hesaplarda ve hesapların sahiplerinin kimliklerinde. Nitekim birkaç sene önce vizyona giren ‘’Grace’’ isimli Nicole Kidman’ın başrolünde oynadığı filmle de Monacao’yu işgal etmek isteyen Fransız general De Gaulle’e karşı nasıl medyatik bir uluslararası kamuoyuyla engel olunduğu oldukça basitçe anlatılmış. Uzun untitled2zamandır magazin basınında yer almayan Monaco için yeni bir reklam amacıyla yapılmış gibi bu film.

Şansımıza geldiğimiz bu gün, Monaco’ya girmeden bayağı bir trafikle karşılaşıyoruz. Nedeni bugün başlayacak olan Yatch Show imiş. Üstüne dar sokaklar ve tünellerde navigasyon çalışmayınca gitmek istediğimiz saray otoparkını bir türlü bulamayıp, ufacık yerde dön dolaş yapıp Monte Carlofena halde daralmış olarak kendimizi Monte Carlo tarafındaki Casino’nun otoparkına zor atıyoruz. Bizim daraldığımız bu dönemeçli, dar ve tünelli yollarda Monaco Grand Prix’si ve Monte Carlo Rallisi’nin yapıldığına inanmak zor geliyor .

Casino meydanında oturup bir kahve içerek kendimize geliyoruz, meydanın ortasında yer alan dev bir Tarkan reklamına bakarak. Bir sene önce Monte Carloyapılan Kızıl Haç balosunda çok beğenildiği için bu sene 30 Ekim’de aynı baloda tekrar sahne alacakmış Tarkan. Kendi çocuklarım dahil ne alaka diye merak edince Casino’nun mağazasındaki bir dergide cevabı buluyorum; bu baloya çok sayıda Türk, Rus, Azeri ve Alman zengini katıldığını öğrenince neden Tarkan’ın tercih edildiğini anlamak kolaylaşıyor.

Monte Carlo CasinoMonaco esas ününü Grand Casino’ya borçlu. Göz alıcı barok yapının mimarı Paris’teki Opera binasının da mimarı olan Charles Garnier. Casino’yu, 1856’da III.Charles’ın iflastan kurtulmak için kurduğu söyleniyor ve bu yatırım o denli ilgi görüyor ki Charles 1870’te halkından vergi almaktan vazgeçiyor.

Casino, oynamasanız da mutlaka görülmesi gereken bir abide. Yapının untitled5mimarisinin yanında, sunduğu manzara ve iç dekorasyonun ‘’Belle Epoque’’ Dönemini yansıtan şatafatı, bir zamanlar Rus Grand Dükleri ve İngiliz Lordlarını ağırlayan bu yapıyı dönemsel bir mabed haline getiriyor. Sabahtan saat 14.00 olan oyunların başladığı saate kadar çocuklar dahil 10 euro karşılığında içerisi ziyaret edilebiliyor.

Casino’nun önü de bir çeşit oto galerisi işlevi görüyor ve Bentley, Rols Royce , Monte CarloLamborghini gibi üst segment otomobillerin envai çeşit yeni modelini görme imkanı yakalayabiliyorsunuz. Nitekim biz tam Casino’dan çıkmak üzereyken önümüzden, siyah şapkalı bir hanımın sürdüğü ve arkada yine siyah şapkalı bir küçük kızın oturduğu siyah bir Rols Royce geçiyor. Böyle yaşayan insanların varlığını da teyit etmiş oluyoruz.

untitled6Casino’nun yanında kendisiyle özdeşleşmiş bir başka yapı, Hotel de Paris. http://www.hoteldeparismontecarlo.com/ Fırsat yaratarak en azından içine şöyle bir göz atılması gereken bu otelin, Le Louis XV salonunda ünlü Fransız şef Alain Ducasse’ın restoranı bulunuyor.

MonacoCasino’ya, meydanına, teraslarından Monaco yat limanı manzarasına, orta meydanda bulunan yeni yapılmış koza şeklindeki lüks mağazalar konseptine ve Le Metropole otelin altında yer alan alışveriş merkezine göz attıktan sonra Monaco tarafına Prenslik Sarayına doğru gezimize devam ediyoruz.

Casino’dan sonra Monte Carlo sahilinde, sahile sıfır lüks konutlar, uluslararası Monacorestoranların zincirleri ( Nobu, Cipriani )plajlar, pek çok gösterinin yapıldığı Grimaldi Forum http://www.grimaldiforum.com/fr/index ) ve nihayet ülkenin sonunda, yazlık eğlence mekanları bulunuyor ki en çılgın partilerin yaşandığı Jimmy’z Sporting bunlardan biri. (http://fr.jimmyzmontecarlo.com/ ) Yine bu noktada yazlık başka casino’larda var.

Prenslik Sarayı ülkenin Fransa tarafından girişindeki burunda yer alıyor. Sarayın önü ski şehirin giriş kapısı ama burada öyle küçük tarihi taş evler aramak gerçekçi değil. Sadece iki dar sokaklar üzerine yapılmış alçak katlı evler diyebiliriz.

MonacoMonaco yat limanına hakim bir manzara üzerinde yer alan Palais de Prince – Prenslik Sarayı bugün artık hükümet binası olarak kullanılıyor ve sadece Prensin içeride olmadığı zamanlarda ziyarete açılıyor. İçeride paha biçilmez mobilya, halı ve freskleri görmek mümkün.

Sarayın hemen yanında Napolyon’un Hatıraları Müzesi bulunuyor. ( Musée des Souvenirs Napoléoniens ) Bu küçük Monacomüzenin duvarında Grimaldi’ler ve Napolyonlar arasındaki yakın aile bağları sergileniyor. Napolyon’un şahsi eşyalarıyla Napolyon ve Josephine’in portreleri de sergilenenler arasında.

Sarayın önünde eski şehir uzanıyor. Dar ve kısa iki sokağında az sayıda mağaza ve kafe yer alıyor. Eski şehrin denize dönük yamaçlarında Oşinografi Müzesi ( Musée Oceanographique ) untitled7var. 1910’da Prens Albert tarafından Casino gelirleriyle kurulmuş olan müze, Monaco’nun turistik merkezi. Genelde gelen tüm turlar ilk önce ziyaretçileri bu müzeye yönlendiriyorlar ve hemen önünden kalkan gezi treni de küçük prenslik tepesini gezmenin en pratik yolu. Denize kaymak üzereymiş gibi duranmüze binasının hayli ilgi çekici olduğu müze, aynı zamanda ünlü kaşif Jacques Cousteau araştırma merkezini hayata geçirmiş. http://www.oceano.mc/

IMG_6717Sarayın ve eski şehrin hemen önünde yer alan Jardin Exotique – Egzotik Bitkiler Bahçesi, Avrupa’daki benzerlerinin en iyilerinden ve dar alanı nasıl değerlendirerek teraslı bir bahçe sistemi oluşturduklarının görülmesi açısından güzel bir örnek. Bu arada bu bahçeye bakan ve aynı zamanda tüm prenslik düğün törenlerinin yapıldığı ( Cathèdrale de Monaco )Katedral’in yer aldığı Avenue St.Martin yolu üzerindeki konutlardan bir yada ikisi prenseslerin ikametgahı.

Tarihi ve turistik gezilerimiz tamamladıktan sonra güneş henüz batmadığı için biraz da yat limanında oyalanmak istiyoruz. Yeni başlayan Yatch Show, sahil ve liman manzarasını kapattığı için fuara biletler ucuzsa girmeyi planlıyoruz. MonacoNedense bütün fuarı dolaştıktan sonra kimsenin bizden bilet istemediğini fark ederek bütün fuarı bedavadan dolaşmış oluyoruz. Gerçi herkesin boynunda bir tanıtım kartı asılıyken bizde olmadan ortalarda gezinmiş oluyoruz ama olsun.

Bu yat fuarı bizim anladığımız anlamda bir tekne sergisi değil, gerçekten de kelime anlamıyla bir şov. Fuara katılanlar, bildiğimiz gördüğümüz, tanıdığımız hiçbir tekne firması değil. Katılımcılar, yat dizayn şirketleri ve şöyle arada bir gazeterde yada Bodrum açıklarında belki uzaktan gördüğümüz olağanüstü yatları dizayn ediyorlar. Yani Nice havaalanında normal uçaktan daha fazla sayıda yer alan özel uçaklarıyla gelen şahıslar bu fuara gelip, Monacopantonda sergilenen 5-6 katlı mega lüks teknelere bakıp, hayır beğenmedim benimkinde beş jakuzi olsun tarzında siparişlerini verecek firmalarla burada muhatap oluyorlar.

Dünyada da sadece James Bond filmlerinde var olduğunu sandığım bir yaşam tarzının sahile yansımış resmini, bu beleş girdik diye sevindiğimiz şovda görüyoruz. Tanık olduğumuz yat dünyası nedeniyle kendimizi varlığından haberdar olmadığımız bir hayatta yerleri siliyormuş gibi hissetmek hoşumuza gitmemiş olarak ve teknelerin olağan üstülüğüyle başımız dönmüş olarak kendimizi dışarı atıyoruz. Ve gördüklerimiz hakkında fazla yorum yapmadan Nice’teki kendi mütevazi otelimize geri dönüyoruz…

nice-cote-dazur-eylul-2015

nice-1-gun-nice

nice-2-gun-eze-villefranche-beaulieu-sur-mere

 

nice-4-gun-antibes-cannes

 

Paylaşın: