Çocukla Geziyorum

BANGKOK – 5.gün Kanal Turu, Yüzen Çarşı

bangkok

15 Ekim Salı 2013

Floating Market ( Yüzen Çarşı ), Chao Praya, Thai Masajı

Dün yaşadığımız hezimetten sonra bugünün tamamı aldığımız ekstra tur ile geçiyor ki öyle olmasa dahi otelde oturup bir yere çıkmayacaktık.

bangkokSabah 07.00’de toparlanıp tur otobüsleri ile şehir dışına çıkıyoruz. İlk durak bir Hindistan cevizi çiftliği. Burada Hindistan cevizinin tropik ülkeler için ne derece önemli ve kullanılabilir olduğunu görüyoruz. Çıkarılan yağ her yemekte kullanılıyor, içi yeniyor, kabuğundan da her çeşit küçük el eşyası yapımında faydalanılıyor. Mesela Hindistan cevizi kabuğundan yapılmış çantalar şık ve enteresan görünüyorlar. Ancak bu sıcakta alışık olmadığımız kokusu bizim için o kadar ağır ki nefes almamızı imkansız kılıyor.

bangkokBulunduğumuz kasaba bir zamanlar dünyada büyük yankı uyandırmış olan meşhur Siam ikizlerinin doğduğu kasaba, Samut Sangkram. Kafa ya da bedenlerinin bir bölümü birbirine yapışık olarak dünyaya gelen tek yumurta ikizlerine ‘‘Siyam ikizleri’’ denilmesinin nedeni onlar. Bu iki Siyamlı erkek kardeş, göğüs kafeslerinden karınlarına kadar birbirine yapışık olarak 1811’de doğmuş. 63 yıl sonra ömür boyu paylaştıkları yatakta birkaç dakika arayla ölmüşler.

Yüzen Çarşı ( Floating Market )

bangkokYaklaşık bir 10 dakika mesafe sonrasında Tayland için önemli bir başka turistik nokta olan Yüzen Çarşı’ya ulaşmak üzere, Tay stili gondola benzeyen ince, derin gövdeli, ön ve arka burnu sivri ve kalkık teknelere dağılıyoruz.

Bu tekneler ile yapılan yaklaşık 20 dakikalık azap turu, bir James Bond filmi ile popüler olmuş. O filmi oynayan aktör sonra enfeksiyon kapıp öldü mü bilmiyorum ama biz, son sürat giden tekneye bir şekilde su girecek ve biz o su ile temas edeceğiz yada yutacağız diye ciddi bir panik yaşıyoruz. Çünkü su yeşil-bej karışımı yoğun bir kütle. http://youtu.be/-ibecdBFfe4

bangkokYüzen Çarşıya ulaşana kadar dolaştığımız kanallar boyu su kenarında sayısız ev var ve burada yaşayan hatırı sayılır çoklukta halk, rehber ne kadar iyi bakıp koruduklarını ve kesinlikle kanalizasyon olmadığını söylese de bizzat geçerken gördüğümüz üzere, yıkanma, tuvalet, eşya temizleme, yiyecek artıkları atma, çamaşır yıkama, içine girip yüzme ve daha sayısız işlev için bu suyu kullanıyor. Su kenarında resmi devlet yapıları ve okullarında olduğunu söylemeliyim.

Bir yabancı olarak görüp ibret alınmalı fbangkokilan gibi beylik laflar etmeyeceğim çünkü öyle düşünmüyorum, fakirlik yoksunluk başka bir şey pislik başka bir şey.

Kanalların sonunda geldiğimiz yüzen çarşı, bindiğimiz kayığın yüzlercesi ile turist kaynıyor. Ve bu turist kalabalığına kayıkları ile gelip taze meyve-sebze  veya yiyecek satan yerli halk da karışıyor. Yüzen Market’in üstünden geçen karayolu köprüsünün her iki tarafında ayrıca bir Pazar yeri var ve ne kadar ıvır zıvır hediyelik eşya varsa burada bulunuyor ki yine şahit olduğumuz üzere sıkı pazarlık yapmak gerekiyor. Aynı ürünün fiyatı her yerde farklı ve genelde üçte birine razı oluyorlar.

bangkokÖnce biraz yüzmeyen çarşıya bakalım diyerek, orta yerde isteyenle fotoğraf çektirmek üzere kıvrılıp bekleyen yılanları es geçerek biraz dolanıyoruz. Ancak satılanlar ve çarşı çok anlamsız gelince en iyisi serin bir yerde durarak, meyva yemeğe karar veriyoruz.

Egzotik meyvalar çeşit çeşit. Tüylü olanlar rambutan ve içinden pek de aygın baygın bir şey çıkıyor, longen- üzümün kabuklusu, çıkan et o kadar az ki yediğine değmiyor, meyvelerin şahı denilen durian ise içimi bayıyor, pomelo- portakala benziyor ve zaten Türkiye’de de yetişiyor, koyu renkli mangustin bir şeye benzemiyor, mango, papaya bangkokyenebilecek özellikteler ki bunlarda bildiğimiz lezzetler.

Tek beğendiklerimiz ise baby muzlar oluyor. Kalın bir parmak gibi olan bu muzları soyup bir yada iki lokmada yutabiliyorsunuz. Yani meyve cenneti denilen ülkenin meyvelerinde şöyle bal gibi bir kayısı, şakır şukur bir şeftali, parmak yalatan armut, doyamadığınız kiraz, bayıldığınız çilek, sulu sulu karpuz, mis kokan kavun gibi lezzetleri ve keyifleri bulmanız mümkün olamıyor.

bangkokTur, yüzen çarşıdan doğruca, bir kobra şov seyrettirmek üzere, yılan çiftliğine götürüyor. Otobüsten inmiyoruz bile. Dünya kadar para verip geldiğiniz bir başka ülkede, yılanları seyretmek isteyenleri de anlayamıyoruz. Başka turlar Gül Bahçesine yada Fil Safarisine götürüyor ki böyle bir şey olsaydı filin tepesinde dolaşmak, denemesi gereken bir deneyim olabilirdi. Yılan ne ya !

Son olarak bir ahşap atölyesine götürülüyoruz. Burada gül ve teak ağacından yapılmış ahşap işleri ağırlıklı olarak da mobilyalar yer alıyor. Mobilyalardan beğendiğiniz olursa Türkiye’ye gönderiyorlarmış. Üç Türk minibar siparişi vermiş bile, söylenceye göre.

Yemek için dönüş yolunda ufak bir yol üstü merkezde duruyoruz ve international bir isim Kentucky Fried Chicken’ a dalıyoruz. İlk kez fast food görmekten mutlu olduğumu düşünüyorum, daha sıhhi ve güvenilir gibi geliyor nedense. Ancak menüler o kadar acı ki, bangkokacı yemeği seven ben bile acı buluyorum. Zavallı çocuklarda açlıktan, en az acı olan seçeneği mecburen ağızları yana yana yemek zorunda kalıyorlar.

Bangkok’a dönüşte, zengin kesimin yaşadığı bir bölgeye gidiyoruz. Sokakta yemek yapan ve eskilikten rengi belli olmayan bir adet masa ve iskemlede bunu yiyen, tek bir su dolu kaba tabakları daldırıp çıkarmak usulü temizlik yapan işletme figürü, burada da değişmiyor ama oteller pahalı isimlere dönüşüyor ve AVM’ler daha bir şıklaşıp cazipleşiyor. Bu bölgedeki bangkokBangkok’un en ünlü ve pahalı alışveriş caddesi Silom Road, antika ve ipek almak isteyenler tarafından rağbet görüyor.

Chao Praya

Belli bir çepere yayılmış Hilton, Sheraton, Peninsula, Mandarin, Shangri -La gibi oteller eğer bir gaflete düşer de Bangkok’a gelmek zorunda kalırsanız kaç para ise verip kalmanız gereken oteller. Oriental Otel’in iskelesinden bindiğimiz tekne bizi Chao Praya- Kralın Nehri üzerinden kuzeye doğru götürüyor.

bangkok wat arunBu ülkede tek büyülendiğim ve hayranlıkla inanmakta zorlandığım yer olan Wat Arun’un önünden geçiyoruz, kıpırtılı nehrin toprak rengi sularında sallana sallana. Geçmiş yüzyılların asalet ve disiplinini günümüze taşıyamadıklarına şahitlik ediyor Wat Arun, neredeyse utançtan kararmış diyebileceğim bir yüz ile.

Nehir boyunca gördüğümüz üzere insanlar hemen hemen – sık taşıyormuş- suyun içinde, derme çatma evlerde yaşıyorlar ama su kenarında yaşamak prestijli bir durum olduğu için bangkokpara da kazanmış olsalar bu suyun kenarındaki evlerini terk etmiyorlarmış.

Evlerin önünde yer alan küçük tapınak modelleri – spirit house- ise kötü ruhları oraya çekip evden uzak tutmak için kullanılıyormuş. Bu kötü ruh evlerine çiçek, yiyecek v.s. koyarak ilgi çekici olmalarını sağlamaya çalışıyorlar. Her evde her yapıda bulunuyor. Ben, temizlemeyi ve bakmayı bilseler ve insanları dolandırmasalar kötü ruh akıllarına bile gelmez fikrini savunuyorum ısrarla.

Tapınak önlerinde balık avlamak yasak, o bangkokyüzden nehir kedi balıkları ile dolu ve oldukça büyükler. Rehberin beraberimizde getirdiği ekmekleri atınca dev irisi balıkların neredeyse tekneye bile atlayabileceğinden endişe etmeye başlıyoruz. http://youtu.be/H5Ve8rf-sHc

Tapınak önü olmayan noktalarda balık tutmaya çalışan birkaç kişi ile karşılaşıyoruz, bu suda yaşayan bir canlıyı yemek istiyor yani. Biz geçerken evlerden birinden bir çocuk suya atlayarak neşe içinde el sallayıp yüzmeye koyuluyor. Belki havanın aşırı sıcak oluşu insanlarda su olsun da nasıl bangkokolursa olsun etkisi yapıyordur çünkü bizim bu mantığı kabullenmemiz zor.

Tekrar döndüğümüz oteller bölgesinden kendi otelimize dönerken saat geç olduğu için Bangkok’un aynı İstanbul gibi ilerlemeyen trafiğine tanık oluyoruz ve böylece sokak yemekçilerini iyice seyretme imkanı buluyoruz. Sabah, öğle, akşam, günün her saati yemek pişiyor ve mutlaka yiyen birileri oluyor. Genellikle bir tabak yedikleri için ve yemekleri sebze ağırlıklı olduğu için, rehber hanım günde beş altı kere yemek yediklerini söylüyor. Ve halkın mutlu olduğu lafını da hiç eksik etmiyor. Fakiriz ama bangkokmutluyuz, dolandırıyoruz ama mutluyuz, sokaklarda yaşıyoruz ama mutluyuz…. Bangkok’a gelir gelmez bir özür gibi size dayatılan sabit fikir hep bu ‘’ fakirler ama mutlular’’. O zaman neden herkesi dolandırma ihtiyacı duyuyorlar.

Thai Masajı

Otelde bir gün öncesinden aldığımız Thai masaj randevumuza ucu ucuna yetişiyoruz. İlk önce soğuk kafeinli bir içecek ikram ediyorlar. Sonrasında yapılan masaj yağsız ve bastırma esasına dayanıyor. Daha ziyade omurgaya yönelik basınç uygulama ve hafiften bir bangkokkanırtma söz konusu. Karyoprakti tarzı bir tedavi şekli. Masaj sonunda sıcak tamponlarla vücudunuz gevşetiliyor. Biraz acısa da masaj sonrası bacaklarım ve ayaklarım oldukça hafifliyor.

Masajdan çıkınca bu seferde sıcak yeşil çay ikram ediyor masajı yapan çıtı pıtı iki hanım. Bu kadar ufak tefek insanların nasıl baskı uygulayabildiklerine hayret ediyorsunuz ister istemez.

Masajdan sonra otelden bir başka yere asla çıkmama kararına uyarak otelde takılıyoruz ve son gecemizde artık Bangkok macerasının bitmesi için dua ediyoruz.

Wat Arun ve Thai masajı haricinde ülke için söyleyebileceğim tek kelime ‘’yazık’’. Aslında çok özel turistik değerlere sahip büyük bir kültürün mirasçıları iken yanlış bir yolda ilerliyorlar. Tayland, tropik adaları, tarihi, mücevherleri ve mutfağı ile dWat-Chiwatthanaram-Ayutthaya-Thailand[1]ünyada özel yeri olan ülkelerden biri.

Bangkok’un kuzeyindeki Chiang Mai neredeyse Bangkok’tan daha fazla tapınağa sahip bir yer. 1383 yılında kurulmuş Doi Sothep ve Siam Krallığının eski başkentinin olduğu Unesco Miras listesinde yer alan Ayutthaya, yıllar öncesinden kalma göz alıcı Thai tapınaklarını barındırıyor.

Andaman Denizinde Phuket ( Phang Nga koyu-james Bond), Ko Lanta, Ko phi phi, Tayland tayKörfezinde Ko Chang, Ko Phangan, Ko Samui, Ko Tao sahilleri, beyaz kumlarla bezeli, palmiyelerin gölgesinde plajda dalgaların sesini dinleyerek Thai masajı yaptırabileceğiniz cennet adalardan birkaçı.

Belki hiç Bangkok’a uğramadan sadece adalara gitmeli ve şehir dışındaki krallık şehirleri ziyaret edilmeli. Yada adaları da boş verip cennet başka yerde aranmalı….

Daha da gelmem BANGKOK !

( Bu yazıyı yayınlayana kadar Tayland’da hükümete karşı ayaklanma çıktı ve şu ara sıkıyönetim ilan edildi. Mayıs 2014 )

hong-kong-6-gun-bangkok-hong-kong

hong-kong-7-gun-hong-kong-adasi

hong-kong-8-gun-macau

hong-kong-9-gun-lantau-adasi-big-budha

 

wat-arun-tayland-bangkok

bangkok

Paylaşın: