Çocukla Geziyorum

BORDEAUX – 1.gün BORDEAUX

ages

02 Ekim Perşembe 2014

Otele gidiş

imasSabah THY’nin yeni hat olarak açtığı 10.45 direkt Bordeaux uçuşunu kullanıyoruz. En son gittiğimiz Cambridge uçuşunda olduğu gibi, yine uçağa binmeden kim kiminle oturacak kavgası çıkıyor. Bu konunun kendine çıkar kapısı olduğunun farkına varmış olan Çaka, pazarlığı sonuna kadar zorluyor. Zaten alacağımız belli olan bir adet oyuncak köpek ve 2 adet tişörte, arkada abisi ile birlikte ama orta koltuğa oturmaya ikna ediyoruz.

Kendi başına sorunsuzca yemeğini yiyerek, susayınca hostesi çağırıp su istemesi ile büyüdüğünü ve neredeyse uçakta büyüdüğü içinde uçağa bayağı alışmış olduğunu ispatlayıp, gözlerimizi yaşartıyor.

ims3,5 saatlik yolculuk herkesin kendini bir filme adaması ile göz açıp kapayıncaya kadar çabuk geçiyor. Uçakta yemek ile ikram edilen ucuz şaraplardan alarak kendime gereksiz alkol yüklemesi yapmak istemiyorum çünkü karaya iner inmez ayık gezmemek gibi bir hevesim var.

Uçak Bordeaux bölgesinin ( Bordelais ) üzerinden geçerken üzüm bağlarının sonsuzluğunu görme fırsatı buluyoruz. Bu bölgeye kendi içinde bir ülke demek hafif kalır. Burası bir dünya, cetvelle çizilmiş gibi dönümlerce uzanan asma kütüklerinin arasındaki koyu renkli sert taneciklerin dünyası. Okyanustan iesen yel ile savrulan toprağın kireçsi kokusu ile harmanlanan üzüm suyunun dünyası. Gözün göremeyeceği bir sınırsızlıkta, gözün net bir şekilde görebileceği disiplinli keskin bir düzen ile bağlar, akıp gidiyor.

Bordeaux’nun Merignac havaalanı fazla büyük olmayan sakin bir havaalanı, hatta boş denilebilir. Çalışanların hiçbir surette bir aceleleri yok gibi görünüyor ve bu rehavet iner inmez tüm yolculara da bulaşıyor, sakinleşiyorsunuz.

Havaalanının hemen her köşesinde dev şarap şişeleri ile reklamı yapılan Bordeaux images03P8R8X1şaraplarına parlayan gözlerle bakarak sakin sakin acele etmeden bavullarımızı alıp, kiralamış olduğumuz araba ile buluşmaya gidiyoruz. İstanbul- Bordeaux yeni açılan bir hat olduğu için dev panolarda İstanbul reklamlarını görmek hoşumuza gidiyor.

Havaalanının neredeyse kendisinden büyük bir kiralık araba parkı olması bölgeye gelenlerin daha ziyade araba kiralamayı tercih ettiğini düşündürüyor bize. 12 km. gibi çok yakın olan Bordeaux şehir merkezine metro yok ama hemen çıkış kapısının önünden geçen otobüs servisi mevcut. Ancak, şarap şatoları Bordelais bölgesi içerisinde kilometrelerce yayılmış durumda ve bu bağlara mecburen sadece özel araç ile ulaşım sağlanabiliyor. untitledwww.bordeaux.aeroport.fr

Otelimiz, Bordeaux şehrinin merkezinde değil, Le Lac ( göl ) adı verilen aynı zamanda kongre ve sergi binalarının bulunduğu bölgede yer alıyor, Pullman Bordeaux Lac. Havaalanından 16 km. uzaklıktaki otele navigasyon kullanarak gidiyoruz ve ters tuttuğumuz için cama yapıştıramayıp ne biçim dizayn bu diye söylendiğimiz zamandan sonra bayağı bir ilerleme kaydetmiş olarak ilk kez navigasyonu doğru kullanabilmiş oluyoruz. Ve tüm gezi boyunca kullanarak şunu öğrenmiş oluyoruz ki navigasyonsuz kalmayın ama yine kendi aklınıza güvenin.

bordeaux lacOtelimizin olduğu bölgede aynı zamanda Auchan isimli oldukça büyük ve içinde Carrefour’un olduğu bir alışveriş merkezi, kumarhane, çeşitli şovların yapıldığı bir tiyatro binası ( Casino Theatre ) ve Hippopotamus, Mc Donald’s, pizzacı gibi çocuklu ailelere yönelik yemek yeme imkanları bulunuyor.

Gezi programımız genellikle şehir dışına yönelik olduğu için trafiğe girmemek adına ve daha ucuza daha iyi imkanlarla otel seçenekleri olduğundan göl bölgesini ( Le Lac ) tercih ettik İçinde kürek çalışanlarla birlikte kuğuların yüzdüğü dingin göl manzarasını görünce de iyi yaptığımızı düşünüyoruz.

Bordeaux

imİlk gün programımız Bordeaux şehir merkezi. Bordeaux, Fransa’nın güneybatısında Akitanya bölgesinin Gironde departmanında yer alıyor ve 2007 yılından beri ‘’tarihi bir liman şehri ‘’ olduğu gerekçesi ile Unesco Dünya Mirası Listesi’nde bulunuyor.

Kıyısında yer aldığı Garonne Nehri, Atlas Okyanusu’na dökülürken Bordeaux Limanından itibaren La Dordogne Nehri ile birleşerek genişlemeye başlıyor ve La Gironde adını alarak geçtiği tüm bölgeleri şaraplık üzüm yetiştirilmesine müsait eşsiz bir verimlilik ile suluyor.

bordeauxGöl Bölgesi ile Bordeaux şehir merkezi arasındaki mesafe çok kısa. Direkt olarak Garonne nehri kıyısına inip nehrin bir yarımay oluşturduğu Liman boyunu gezelim diyoruz öncelikle.

Fransa’nın beşinci büyük şehri olan Bordeaux, 18.yy.dan kalma bir merkezin etrafında kurulu bir endüstri ve denizcilik merkezi. Roma öncesi dönemden beri önemli bir liman. Geniş nehrin görünüşüne aldanıp diğer nehir kenarına kurulmuş kara Avrupası şehirleri ile karıştırmamak gerekiyor çünkü nehir okyanusa açıldığı için şehir, deniz kenarından ne kadar içeride gibi gözükse de mütevazi limanı hemen her gün cruise gemilerini ağırlıyor.

bordeauxChabon Delmas isimli dört adet cam tüp ayak ile tutturulmuş modern köprüden liman tarafına dönüyoruz. Merkeze doğru sıralanmış eski limanın hangar binaları restore edilerek Les Hangars adı verilen modern bir alışveriş aksına çevrilmiş. Yeni yapılmış hangar yapılarının karşı istikametinde neredeyse merkeze kadar biraz harap ve restore edilmeyi bekleyen yapılar yer alıyor. Çoğunun kepenklerinin kapalı oluşu ve kullanılmıyor oluşları biraz çöküntü bölgesi etkisi yapıyor. Bütün hareket ve şıklık nehir boyunda gibi. http://youtu.be/djBycFeKhyI

bordeauxHangarların sonrasında şehrin ilk köprülerinden Pont de Pierre’e kadar Fransızların pek bir sevdiği neredeyse E-5 karayolu genişliğinde nehir kenarı yaya dolaşma alanı yer alıyor ki bir kısmı yeşil alan olan yol boyunca sayısız insan ya paten kayıyor, ya koşuyor, ya dolaşıyor, ya çocuk gezdiriyor ya da köpek gezdiriyor.

1827-58 yılından kalma, iki yanı geniş ağaçlıklı alan ile çevrilmiş, çeşme ve heykeller ile süslü Esplanade des Quinconces’u geçince gördüğümüz ilk otoparka dalıyoruz. Şehir üzerinde ilk edinilen intiba, geniş açıklıklar ve birbirini takip eden binalar. Sahil boyunca tüm bu yol ve açıklıkların büyük çoğunluğunun altı ise otopark.

Esplanade des Quinconces’un devamında Place de la Bourse yer alıyor. 18.yy.dan kalma simetrik devasa iki yapının çevrelediği eskinin önemli bir ticaret meydanı. Yapılardan biri bugün Palais de la Borse ( Ticaret Odası gibi ) diğeri ise Hotel des Douanes. ( otel )

agesBu meydanın hemen arkasından dağıldığınız dar yollar Bordeaux’nun tarihi merkezini oluştruyorlar. Place du Parliament ve Paroisse St.Croix katedralini çevreleyen sokaklar, sayısız restoran ve mağazayı barındırıyor.

Biz park ettiğimiz Jean jaures noktasından, açık havada oturabileceğiniz mekanları olan restoranların sıralandığı Cours du Chapeau Rouge yaya yolundan Büyük Tiyatro Meydanına çıkıyoruz. ( Opera National de Bordeaux )12 ilham perisi ile taçlandırılmış 1780 tarihli tiyatro binası klasik tarzın başyapıtlarından. Açıldığı meydanda göz alıyor ve tam karşı cephede Grand Hotel de Bordeaux ile ihtişamlı bir düet yapıyor.

bordeauxMeydana açılan yollardan Bordeaux alışveriş alanının can damarı olan Rue St.Catherine’e sapıyoruz. Bu cadde pek çok Fransız ve uluslararası marka ile klasik bir yaya alışveriş caddesi. Ancak bu şehirdeki farklılık, her birkaç yüz metrede bir evsizlerin yerlerde bir battaniye açıp yerleşerek para dilenmeleri değil, bu evsizlerin hemen hepsinin genç, çift ve en az üç köpek sahibi oluşları. Dilenmekten ziyade bir yaşam biçimini sergileyerek para kazanıyor gibiler. Güney Amerika yerlilerine özgü değişik müzik aletleri ile otantik müzik yapanların köpekleri ise, bütün gün aynı gıcırtıyı dinlemekten bayılmış gibi görünüyor.

bordeauxCadde uzayıp gidiyor ama sonlara doğru mağazalar ucuzlaşmaya, dolaşanlar tuhaflaşmaya başlayınca dönüyoruz. Zenciler az olsa da bir araya geldiklerinde özellikle bağırıp çağırarak dikkat çekmek için abartılı bir neşe sergiliyorlar nedense.

Çocuklar acıkınca, Quick ( Fransız fast-food hamburger zinciri – Hangars’da ve Gambetta meydanında ) arayıp bulamayınca, artık vazgeçtiler inşallah diye umut ettiğimiz ama unutmadıklarını hemen hissettiren çocukların ısrarı ile ilk gün klasiğimizi tekrarlıyoruz ve Mc Donald’s’a giriyoruz. Çok da fark etmiyor çünkü buradaki Mc Donald’s bayağı Quick’leşmiş yani Fransızlara özgü bordeauxbaharat soslu, kokulu peynirli karışımlar ile daha ince bir dokunuş var hamburgerlerde. Soslu ve eritilmiş peynirli bir versiyonu deneyerek bayağı güzel buluyorum. Mc Donald’s demeye bin şahit lazım.

Apple Store’un köşesine bakan sıra sıra kafelerden birinde oturup ‘’café au lait’’ içerek, yemyeşil bardaklarda içilenlerin ne olabileceği hakkında fikir yürütüyoruz. ( buzlu sirop menthe )Ortasından tramvay hattının geçtiği meydan, şık bir zarafet ve seviyeli bir hareketlilik sergiliyor. Rıhtım boyunca birbirini takip ederek sıkıcılık boyutuna ulaşan devasa yapılar burada kendini enerjik bir atmosfere teslim etmiş. Meydanın gelip geçiş noktası olması, geniş geniş cadde ve meydanlardaki  az olan insan rahatsızlığını kırıyor.

Lyon’dan tanıdığımız, Grand Hotel’in köşesinde yer alan ve vitrinine dayanamayarak en sonunda içeri daldığımız Maison Larnicol’un açıldığı Cours de L’İntendance caddesinde de bordeaux maison larnicolşöyle bir turluyoruz. Üst gelir grubuna yönelik olan cadde, Place Gambetta’da büyük bir Hermès Mağazası ile son buluyor.

Caddenin batı yönünde yuvarlak cam giydirme cephesi ile merak uyandıran yapı ise Les Grands Hommes isimli AVM. Cours de L’İntendance caddesine açılan sokaklarda belli bir mesafeye kadar restoran ve mağazaları barındırıyor. Yani Bordeaux merkezi oldukça geniş seçenekli bir alışveriş imkanına sahip.

bordeauxTüm restoran ve mağazalardan başka birde şarap butikleri var elbette. Tiyatro Meydanı’na bakan Cours du 30 Juillet Caddesi’nde- kapısında daima kuyruk olan antrikotçu Les Entricots burada – La Vinotheque de Bordeaux yer alıyor. Bu merkezde şarap ile ilgili bilgi alabileceğiniz kısa programlara katılabiliyorsunuz. ( İngilizce, Fransızca )Turizm ofisi de aynı cadde üzerinde karşısında yer alıyor ve şarap şatolarına yapılan günübirlik turlar ile ilgili sayısız bilgi, broşür içeriyor.

Şatoların bazıları Turizm ofisinden de bilet alabileceğiniz turlar ile ziyaret edilebildiği gibi bordeauxçok özel olan bazıları ( Margaux, Rotchild v.s. ) sadece profesyonellere veya randevulu ziyaretlere açık. Bu şatoların web adreslerinden irtibata geçmek gerekiyor. Enteresan olan nokta ise baktığım bazı şatolarda ziyaretçilere Türkçe dil seçeneği sunuluyor olması. Avrupa’da hiçbir müze, tur v.s.de böyle bir Türkçe dil seçeneği yokken şarap şatolarında Türkçe seçenek olması, bizim milletimizin asıl ne ile ilgili olduğunun göstergesi olan başarılı bir girişimcilik örneği. Talep nerde ise arz ona göre.

bordeauxOtele dönerken almayı unuttuğumuz suyu almak için Auchan AVM’deki Carrefour’a girip eli kolu dolu çıkıyoruz. Böyle olunca akşam yemeği odada ıvır zıvır atıştırmak şekline dönüşüyor.

Çocukları ıvır zıvırları ile baş başa bırakıp otelin ikramı olan bedava içki kuponlarımızdan yararlanmak üzere bara iniyoruz. Tekin şimdilik genel olarak Bordelais ( Bordo Bölgesi halkı )lerde gördüğümüz gibi bir roze ( pembe ) şarap içiyor. Ben ise bir Pauillac deniyorum. Hafif ama etkili tanenleri olan şarap, şarap içmenin ağırlığını hissettiriyor.

Büyük bina, az insan, çok şarap diyarı….

bordeaux-sarap-bolgeleri-ve-bordeaux-saraplari

bordeaux-2-gun-bassins-darcachon

bodeaux-3-gun-la-rochelle-cognac

bordeaux-4-gun-st-emilion-libourne

bordeaux lac

Paylaşın: