Çocukla Geziyorum

BATI AMERİKA – 1.gün UÇUŞ, Otele varış

View_of_West_Los_Angeles_to_Downtown_from_Getty_Center

18 Haziran Perşembe   

Uçak

Uçağımız THY’nin 12.45 Los Angeles direk uçağı. 13 saatlik bir uçuş. Şu an THY’nin sahip olduğu en büyük uçakla uçacağız, 777 Boing. İndi bindi aktarmalı gitmek istemediğimiz için bu kadar uzun süre uçmaya tahammül etmek durumundayız. Farklı bir tecrübe olacağı kesin.

b1c85801748c3d225b12901432f2ae6aÜç – dört- üç sıralamalı olan koltuklarda eşim, uçak inceleme merakıyla, en arkada uçağın daraldığı için koltuk sayısının azalması gerektiği bölümde, arka arkaya ikili koltuklar yakalıyor. Ve bu durum açıkçası on üç saate tahammülü kolaylaştıran en önemli etken oluyor. Yanınızda yabancı biri yok, istediğiniz zaman oturup istediğiniz zaman kalkıyorsunuz.

Bulunduğumuz en arka koltuklardan bakınca uçak sonsuz görünüyor , camdan bakınca da kanat önümüzde dev bir yaratık gibi süzülüyor. Alıştık artık, biner binmez ayakkabılar çıkarılıp dağıtılan kutulardaki kalın çorap ve kağıt terlikleri giyiyoruz. Üstümüzde de en rahat edilecek kıyafetler var zaten.

Uçağa bindiğimizin ilk saatlerinde klasik THY yaz menüsü geliyor, karnıyarık ya da tavuk. Akşam yemeği niyetine servis ediliyor. İlerleyen saatlerde başka servis pensilvanya_amerika_haritayapılmayacağı bildirildi. Çok acıkan arkadaki mutfağa giderek hazır sandviç ikramlarından alabilecek. Böyle olacağını düşünmedik yanımızda freeshop çikolatalarından başka bir şey yok. Bu da bir tecrübe oluyor, uzun uçuşlarda çocuklara göre basit tedarik bulundurmak gerek demek ki.

İnişten üç saat kadar önce karidesli salata ve çok çok çok kötü domates soslu makarna veriliyor. Biz 13. Saatin ortalarında mutfağın dibinde olma avantajını kullanıp iyi ki sandviç almış oluyoruz yoksa yarım günü aç geçirecektik. Bizim için korkunç bir durum.

dustsTabii burada amaç sık sık servisle insanları ve ortamı hareketlendirmemek. Çünkü saat farkından ve uçuşun uzunluğundan dolayı en iyi çözüm uyumak. Hem süreyi atlatmak hem de ineceğiniz yerin saat koşullarına uyum sağlamak için. Ayrıca hostes ekibi de orta saatlerde üst kata uyumaya/dinlenmeye çekiliyor ve sadece nöbetçi bir grup kalıyor. Sonuç olarak onlarda sizinle aynı fiziksel zorluklara katlanmak durumundalar.

Yemek kalitesinin gözle görülür boyuttaki kötülüğü haricinde uçuş ekibinin son sonoranmapderece yardımsever, tecrübeli ve oldukça kibar olduklarını mutlaka söylemeliyim. Gerçekten samimi bir yaklaşım göstererek uzun uçuş stresini azaltıyorlar.

Arka arkaya 1,5 saat süren iki film seyrediyorum ve geriye daha 10 saat kalıyor. Uçuşun uzunluğunu daha net anlatamazdım herhalde. Çaka, çocuk bölümündeki filmlerin neredeyse hepsini bitiriyor. Ancak uçuşun son iki saati uyuyor. Ben ise sadece bir saat kadar uyukluyorum.

GrönlandCamlar ve ışıklar tamamen örtülü olduğu için karanlık bir ortamda uçuyorsunuz. Sadece ekranların görüntüsü loş bir aydınlık yaratıyor. Kafayı vurup derin derin uyuyanlar imrendirici. Nedense bizim aile biraz uykusuz. Aralıklarla kısa süreli uyuklayıp yaklaşık 0n-on bir saati oyalanmak zorunda olarak geçiriyoruz. Arkada olmasak bu süreyi atlatamazdım diye düşünüyorum. Allahtan sık sık kakıp kimseyi rahatsız etmeyecek şekilde arka camdan Amerika kıtasını seyrediyorum da kendimi oyalayabiliyorum.

Uçaktan Grönland

Avrupa ve akabindeki okyanusu geçer geçmez rota, Grönland kıyılarına denk geliyor. Ada, dünyanın en büyük adası ve Danimarka’ya bağlı bir özerk bölge. İlk GreenlandMap2kıyılar Avrupa tarafında, yerleşim yerlerine denk gelemiyor uçak . Daha ziyade Kanada tarafına dönük yüzde büyük yerleşimler var. Aslında 57.000 kişi yaşıyor ama ada 2 milyon kilometre kare. Neredeyse Avrupa kıtasının beşte biri. %81 buzlarla kaplı. Yani insan izine denk gelmek zor.

El değmemiş sonsuz beyaz dünyası. Parlak beyaz, çukura denk gelmiş sarımsı beyaz, buz beyazı, kaymış buzların mavimsi beyazı, ışığın kırıldığı yerlerdeki morumsu beyaz, gözün kamaşınca turuncumsu, yeşilimsi beyaz… Yekpare kar ve bulunulan noktadaki yükseklik, güneşi o derece yansıtıyor ki uzun süre camdan bakmanız mümkün olamıyor. Ara ara açıp bu beyaz boşluğu tanımaya çalışıyorum. Aşağıda köpeklerin çektiği kızağıyla bir İnuit görebilmek arayışındayım ama tabi ki bu bir hayal.

GrönlandGrönland ve Kanada’nın donmuş kıyılarını geçmek beş saatten fazla sürüyor ve bu zaman diliminde kalk otur, camı açama gerçekten çok sıkılıyoruz. Kanada’nın donmamış bölgelerinde de bakmaya değecek farklı görsellikler bulunmuyor. Buzulların yol açtığı göller, gölcükler, su birikintileri, nehirler, sulak alanlar ve bu seferde sonsuz yeşil. Koyu yeşil, açık yeşil, haki yeşil, çam yeşili, orman yeşili. Yol yok, insan yok, yerleşim yok varsa da fark edilemeyecek kadar küçük.

Güneye doğru indikçe Kanada’nın yerleşimleri biraz daha fark edilir oluyor ama asıl Amerika sınırını geçince manzara başlıyor.

Uçaktan Amerika Birleşik Devletleri batı coğrafyası

u06splİşte bu kesinlikle böyle bir uçak yolculuğunda kaçırmamanız gereken bir deneyim. Ne yapıp edip uyanıp bu coğrafyayı mutlaka, başladığı andan itibaren bir film gibi izlemelisiniz. Ancak uçaktan ve uçtuğumuz yükseklikten algılanabilecek bir boyutta çünkü bir kıtanın batı yarısının coğrafyasını neden ve sonuçlarıyla görüyorsunuz.

Kanada orman alanlarının devamı olarak Yellowstone Milli parkı bölgesinden geçiyoruz. Uzakta bu yeşil florayı sınırlayan Rocky Sıradağları uzanıyor. Dağların çevrelediği bölgeler kuzeybatıya açık, rüzgar nem, deniz, hayatı sağlıyor. Dağlar bir engel olarak bunu kesince kütlesel büyük bir kara bölümü bir kademe çöküyor.

SaltLakeCity-UT_hero_495x200Kuzeyin bereket ve yağış getiren rüzgârına dağlar yüzünden kapanan bu çöküntü bölüm, okyanusa dönük yüzü olsa da kuruyor ve bir tuz gölü haline dönüşüyor, sonuç ; Salt Lake City. Nevada bölgesinin komşusu, Utah eyaletinin başkenti olan şehir, 1850’lerde Mormon’lar tarafından kurulmuş. Buraya yerleşen Mormonlar bu susuz vadiye çok geniş bir sulama sistemi kurarak tarım alanı haline gscn_nevada_largeetirmişler. Şehir bugün önemli bir metropoliten bölge, uçaktan da büyüklüğünü görebiliyorsunuz ama toprak devasa bir tuz havzası.

Bu havzanın bitimindeki dağ sırasından sonra kıta, bir katman daha düşüyor ve bu sefer artık tuz bile bitiyor, çöl başlıyor. Denize paralel dağ sıraları denizden gelen etkiyi de kesiyor. Yağmurla gelen yüzey suları yüzyıllarca yüzeyi silmiş süpürmüş, etkisini uçaktan çok net görebiliyorsunuz. Elinizin altındaymış hissi veren kilometrelerce boş arazi gözlerinizin önünde uzanıyor.

Colorado riverBu asırlar boyu yüzeyi süpürmüş sular çölün nihayetlendiği Lake Meade gölünde bitiyor. Gölün üzerine yapılmış Hoover Dam barajı ( Transformers’ların üzerinde savaştığı )insan eliyle yapılmış en büyük baraj. Göle dökülen nehir ise Colorado River, çöl katmanının gelip nihayetlendiği yarığı oluşturuyor. Nehir boyunca oluşmuş kanyonu ( Grand Canyon ) uçaktan görebiliyorsunuz. ( sol tarafa oturmak lazım )Ve tabi ki bu kadar toplanan su olağanüstü bir başka sistemi besliyor, Las Vegas. Yani dünyada hiçbir şey tesadüf değil.

Çöl, deniz kıyılarına yaklaşmaya başladıkça yerini yavaş yavaş yeşillere bırakmaya başlıyor ve hayat belirtilerinin görülmesiyle bird-s-eye-image-grand-canyon-12568165e hemen insan yerleşimleri, şehirler boy gösteriyor. Son bir dağ şeridi sonrası arazi sahile kadar dümdüz, Los Angeles ve çevre şehirler Pasadena, Sacramento, Santa Ana.

Bu sefer de göz alabildiğine yeşil bir düzlük uzanıyor önünüzde nihayeti Büyük Okyanus olan. Avrupa’daki pek çok şehirden büyük çünkü Amerikan yerleşim sistemi 1-2 katlı müstakil evler üzerine yoğunlaşmış. Çünkü arazi alabildiğine ve dümdüz, yayılabildiğiniz kadar yayılabiliyorsunuz. Bu da tek bir sorunu beraberinde getiriyor; araba bağımlılığını.

Palmiye, okaliptüs, kauçuk, devasa manolya, begonvillerinde olduğu çiçekler ve yüzyıllardır hüküm sürüyor gibi görünen Benjamin laağaçları diyarına geliyoruz.

Otele gidiş

12.45 te İstanbul’dan uçağa binip, 13 saat gidip, aynı günün 16.30 sıralarında Los Angeles’in İnternational havaalanına iniyoruz. Havaalanından çıkmak iki saat kadar sürüyor çünkü girişte parmak izi ve ölçülü fotoğraf kontrolü yapıyorlar. Güzel bir shuttle sistemi var havaalanında, kiralık araba bölümüne de bu shuttle ile gidiyoruz ki oraya ulaşmak dahi bir yarım saat sürüyor. İşte sana Amerika, her şey büyük.

Los_Angeles_CA_from_the_air-1024x1024Havaalanından, Dowtown, Pasadena, Hollywood ve Long Beach tarafına metro güzergahı var aslında. Bizim otelimiz bu güzergah üzerinde kalmıyor ve bu metro hatları kısıtlı. taksi konusunda da sürekli gerilim yaşamak istemiyoruz, bu nedenle araba kiralıyoruz. Gezmek için araba Amerika’da bir elzem. En iyi yöntem gps’i olan bir araca sahip olmak ve gideceğiniz yerin gps kodunu bilmek. Eyaletler arası değişimi de unutmamak gerekiyor tabi eğer ülke içinde yer değiştirecekseniz.

Havaalanından otele olan mesafe kısa, uluslararası havaalanı deniz tarafında, otelimizde Beverly Hill’s bölgesi sınırında, Avenue of The Stars üzerinde, Otel İntercontinental. Yol kısa ama trafiğin Allahı var. Dünyanın sekizinci, hollywoodAmerika’nın ikinci en kalabalık şehri. Trafiği görünce hemen Google’dan baktığımız için bu bilgileri biliyorum. Bu arada arabaların çoğu dev gibi, minibüslerin, otobüslerin arkasında bir aks daha var. Etrafta daimi olarak geçen bir uzun Limo ( limusin ) trafiği de hatırı sayılır ölçüde. Uzakdoğu ve Alman arabaları piyasayı bayağı bir ele geçirmiş. Ufak arabaya bineni dövüyor gibiler.

Araba kiralarken daha önceden internet üzerinden belli bir grup aracı makul bir fiyata kiralamışken arabayı almadan görevli bize bir üst grup aracı teklif ediyor. DSC_1142[1]Ve çıkardığı fiyat bir anda bizim rezervasyon yaptığımızın üç katına geliyor. Biz panikle reddedince de utanmadan bozuluyor görevli. Aynı numarayı oteldeki resepsiyon görevlisi de yapmaya kalkıyor. Daha büyük, daha manzaralı bir süit’i geniş oda diye bize öneriyor. Başımıza geleceği tahmin edip direkt reddediyoruz. Emin ve kararlı görününce bozulamıyorlar. Ne oluyor yahu aç mı kalmış bu Amerikalılar. Ya biz çok salak görünüyoruz ya da salak görünen turistleri kazıklamak bir alışkanlık haline gelmiş.

Su alıp, ıvır zıvır atıştırıp maalesef ilk günü ancak hemen yatağa girerek değerlendiriyoruz. Zaten akşamüstüne yaklaştığı için saat uyku için inandırıcı oluyor. Yataklar o kadar yüksek ki yatmak için zıplamak zorunda kalıyoruz. İnşallah yorgunluktan düşmeyiz yoksa kesin bir tarafımız kırılır….

bati-amerika-2-gun-los-angeles-santa-monica-hollywood

bati-amerika-3-gun-los-angeles-universal-studios

bati-amerika-4-gun-pacific-highway-coast-san-diego

bati-amerika-5-gun-san-diego-harbor-outlet

bati-amerika-6-gun-san-diego-seaworld-gaslamp-quarter

bati-amerika-7-gun-san-diego-coronado-la-jolla

bati-amerika-8-gun-las-vegas

bati-amerika-9-gun-las-vegas-grand-canyon-hoover-dam

bati-amerika-12-gun-boston

 

2241284-InterContinental-LOS-ANGELES-CENTURY-CITY-Hotel-Exterior-1-DEF

 

Paylaşın: